Vajinal relaksasyon yani vajina genişleme sendromu (VRS) genel olarak yaşa bağlı vajinal bağ dokusunun azalması sonucu vajinal duvarda meydana gelen değişimleri kapsar.
Vajina Genişlemesi Nedir?
Vajinal relaksasyon sendromu (VRS) genel olarak yaşa bağlı vajinal bağ dokusunun azalması sonucu vajinal duvarda meydana gelen değişimleri kapsar. Hekime vajinada genişleme hissi, duyarsızlık ve orgazma ulaşımda güçlük gibi şikayetlerle vajina daraltma operasyonu olmak için başvuran pek çok hastada altta yatan problem VRS’dir. “Vajina genişlemesi” olarak da tanımlayabiliriz.
Sağlıklı ve tatminkar bir cinsel hayat şüphesiz ki bir ilişkinin en önemli parçasını, çekirdeğini oluşturmaktadır. Sadece cinselliğin sağladığı tensel yakınlık değil, ilişki esnasında ve sonrasında salgılanan “oksitosin” gibi hormonlar da psikolojik olarak çiftin birbirine olan bağlılığını arttırmakta, daha mutlu bir ilişkiye sebep olmaktadır.
Her ne kadar orgazm, cinsel ilişkinin amacı değil doğal bir sonucudur desek de orgazma kadar giden süreçteki hazzın azalması ve bununla birlikte orgazma ulaşmada zorluk yaşanmaya başlanması kişideki cinsel istek ve arzuda gitgide azalmaya yol açmaktadır. Kliniğimize pek çok hasta “cinsel ilişkilerinin eskisi gibi olmadığı”, “vajinalarının genişlediği” şikayetiyle gelmekte, bu noktada ise karşımıza sıklıkla vajinal relaksasyon sendromu çıkmaktadır.
Vajina nasıl bir organdır?
Vajinanın normal yapısı nasıl, bu yapı neler sağlıyor, hangi faktörlerle zaman içinde vaji-nada değişiklikler meydana geliyor? Gelin bu soruların cevaplarını arayalım.
Vajina bir cinsel organdır. Aynı zamanda bir transfer organıdır (doğum, adet kanaması). Vajinanın içinde zannedilenin aksine yağ ve ter bezi bulunmamaktadır, cinsel uyarılma ile vajinada meydana gelen ıslanma ise çevrede bulunan salgı bezlerinden ve vajinadaki kan damarlarında meydana gelen genişlemelerden (venöz konjesyon) sağlanmaktadır.
Vajina aslında kas ve bağ dokudan oluşan ortalama 8-10 cm’lik bir kanaldır. Ortalama 8-10 cm olmakla birlikte çok geniş bir esneyebilme ve uzayabilme kapasitesine sahiptir; bu da ilişki esnasında her boyutta penisi içine alabilmesini, doğum esnasında bebeğin rahatlıkla çıkabilmesini sağlar. Cinsel ilişki esnasında salınan bazı hormonlarla bu esneyebilme kapasitesi de iyice artmaktadır.
Vajinadaki ruga yapısı
Vajinanın genişlemesinden ve esnemesinden sorumlu çok önemli bir başka yapı ise “vajinal rugalar” dır. Vajinanın içyapısının adeta bir akordeona benzemesini sağlayan rugaların görevi vajinal yüzeyi genişletmek ve esnemeyi sağlamaktır. Ayrıca, cinsel ilişki sırasında penisi sıkıca kavramak ve sürtünme ile cinsel hazzı arttırmak gibi görevleri de vardır. Özellikle yaşa bağlı gelişen ruga azlığı cinsel ilişkideki his azalmasını da beraberinde getirebilmektedir.
Pelvik Taban Kasları
Vajinal relaksasyon sendromundan bahsedeceksek pelvik taban kaslarından bahsetmezsek olmaz. Ana görevi iç genital organların yerçekimine karşı koyabilmesini yani sarkmalarını önlemek ve idrar kontinansını sağlamak olan pelvik taban kasları, vajinayı da sarmakta ve gerekli kas tonusunu sağlamaktadır. Pelvik taban kaslarının yetersiz kasılması yani hipotonisitesi de cinsel ilişkide yaşanacak pek çok problemi yanında getirecektir.
İşte yukarıda anlattığım tüm bu faktörleri etkileyen durumlar vajinal relaksasyon sendromunun bir sebebi olarak karşımıza çıkabilmektedir. Vajinada genişlemeye en çok sebep olan şey şüphesiz ki vajinal doğumlardır. Özellikle kişi birden fazla sayıda vajinal doğum gerçekleştirmişse risk daha da artmaktadır ancak bazen tek bir doğum ve hatta doğum vajinal yolla gerçekleşmiş olmasa dahi gebelik geçirmiş olmak vajinal relaksasyona sebep olabilmektedir. Gebelik ve doğum sonrasında pelvik taban kaslarında meydana gelebilen zayıflık, vajinal rugalarda düzleşme, düzgün onarılmamış epizyotomi skarları pek çok cinsel probleme yol açabilmektedir.
Doğumlar nedeniyle meydana gelebilen vajinal rugalarda düzleşme de hem vajinanın duyarlılığını azaltarak hissiyatı azaltmakta, hem de penisi kavrama yeteneğinin azalmasına sebep olmaktadır. Düzgün onarılmamış epizyotomi skarları ise kimi zaman his kaybına sebep olabildiği gibi kimi zamansa ağrılı ilişkiye (disparoni) sebep olabilmektedir.
Hipotonisite yani kaslarda güçsüzlük vajinanın penisi sarma gücünü azaltmakta, kimi zaman pelvik organlarda sarkmalara veya idrar kaçırma problemlerine de sebep olabilmektedir. Bu durumun sonucunda erkek partner penisin adeta vajina içinde kaybolduğunu hissetmekte; kadın partner ise genellikle vajinasında genel bir hissizlik olduğunu, cinsel ilişkiden hiç bir şey anlamadığını, hazzın giderek kaybolduğunu, orgazm olmanın ise çok güç bir hal aldığını ifade etmektedir.
Vajinal Gaping (Girişin Açılması)
Pelvik taban kaslarında güçsüzlük, vajinal açılma (vajinal gaping) problemine de yol açabilmektedir. Genellikle doğum sonrası ortaya çıkan vajinal gaping en çok bulbokavernöz kasın hipotonisitesine bağlıdır. Vajina girişindeki açılma, içerinin dışarıdan gözükmesi hem estetik olarak rahatsızlık verici olmakta hem de sık vajinal enfeksiyonlara neden olmaktadır.
Vajinal Flatus (Vajinadan Gaz Çıkması)
Vajina girişinin ayrık durduğu hastalarda vajina içine hava girmesine bağlı flatus (vajinadan gaz çıkması),flora bozulmasına bağlı sık vajinitler, cinsel ilişkide hissedememe ve estetik yönden hoş olmayan görünüm en sık şikayetler arasındadır.
Vajinal relaksasyon sorunu yaşayan iki hastamızın öyküsü:
42 yaşındaki kadın hasta kliniğimize tek başına gelmiş, gözyaşları içinde 3. vajinal doğumundan sonra cinsel hayatları ile ilgili hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını; cinsel ilişki esnasında kendisinin hiçbir şey hissetmemesi ve orgazm olamaması bir yana eşinin de sık sık “penis vajinana mı giriyor, boşluğa mı anlamıyorum” dediğini anlatmıştı. En küçük çocuğu henüz 1 yaşında olan hastam, bir yandan evin sorumlulukları ve küçük çocuğu ile ilgilenmeye çalışırken, bir yandan da gitgide bozulan cinsel hayatları ile ilgili endişelenmeye başlamıştı. Eşinin artık sevişmek istemediğini, eşinin kendisini aldatıyor olduğundan şüphelendiğini, bu isteksizlik ve şüphelerle birlikte evlilik hayatlarında da problemler yaşamaya başladıklarını, sık sık kavga ettiklerini söylemişti.
Vajinal muayene sonrası hastamda ileri seviyede vajinal genişleme olduğunu saptadım. Tanımız vajinal relaksasyon sendromu idi. Aynı zamanda rugalarda da düzleşme mevcuttu ve düzgün şekilde onarılmamış doğumda meydana gelen yırtıklar, ortadaki tabloyu daha da kötüleştiriyordu. Bu hastam için uygun olan tedavi yöntemi cerrahiydi.
Hastamla birlikte planlayarak vajinal daraltma ve perine düzeltme operasyonun gerçekleştirdim. Bu esnada tavsiyemle çift olarak evlilik terapisine de başladılar. İyileşme süresinin sonuna geldiğinde ise büyük bir mutluluk ve kocaman bir demet çiçekle eşi ile birlikte ziyaretime gelmişlerdi. Ameliyat sonusundan kendisi de eşi de çok memnundu, “Sanki evlendiğimiz ilk günlerdeki gibi hissediyoruz hocam, çok teşekkür ederiz” cümlesi beni de bir hayli mutlu etmişti. Bu esnada aldıkları evlilik terapisi ise çift olarak yıllar içinde yıpranmış olan ilişkilerine ilk günlerdeki heyecanı ve tazeliği kazandırmıştı. Karşımda 3 çocuklu ve tatminkar bir cinsel hayata sahip olan mutlu bir çift duruyordu.
Vajinal relaksasyon sendromu sadece doğum yapan kadınların başına mı geliyor sorunuzu duyar gibiyim. Kimi zaman bırakın doğum yapmayı hiç gebe bile kalmamış hastalarımın “ilişkide hissizlik, vajinada genişleme hissi, vajinadan gaz çıkma şikayeti” ile kliniğime geldiklerini söylesem sanırım bir hayli şaşırırsınız.
Vajinanın kas ve bağ dokudan oluşan bir kanal yapısı olduğunu söylemiştim, işte bu “bağ doku” üzerinde genetik faktörlerin büyük etkisi bulunmaktadır. Henüz 30 yaşının altında olan ve vajinal hiçbir girişim geçirmemiş olan pek çok hastam vajinada genişleme şikayeti ile kimi zaman tek başına, kimi zaman da bu durumdan etkilenmiş olan erkek partneri ile birlikte bir çare bulabilmek için tarafıma başvurmuştur. Bağ dokunun ana komponenti olan “kolajen”in hem yapımı hem yıkımında, hem de yapısında genetik faktörler önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle genç hasta grubunda da bu faktörler akılda tutulmalı, ilişkide hissizlik şikayeti ile gelen hasta mutlaka detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir.
27 yaşında kadın hasta 4 yıldır cinsel aktif olduğunu ancak farklı partnerleri olmasına rağmen neredeyse tüm partnerlerinin kendisine “vajinasının olması gerekenden daha geniş olduğunu, sıkılık hissedemediklerini” söylediklerini, bu durumun kendisini oldukça üzdüğünü söyledi. Kendisinin bu durumun normal olup olmadığını değerlendiremediğini; çünkü normal bir vajinanın nasıl olması gerektiğini bilmediğinden bahsetti. Hastayı muayeneye aldığımda orta seviye vajinal genişlik olduğunu tespit ve kendisi ile paylaştım. Hastam ilk etapta bu duruma çok şaşırdı; çünkü doğum yapmamış kadınlarda vajinada genişlik olabileceğini bilmiyordu. Durumu detaylı olarak anlattıktan sonra ailesindeki pek çok kadının bağ dokusunun zayıf olduğunu, kendi derisinin de çok elastik olduğunu anlattı. Bu hastada ilk etapta vajinal CO2 lazer tedavisi denemeye karar verdik. 2 ay arayla 2 defa uygulanan vajinal lazer sonrası 4. ayda hastam tekrar kontrole geldiğinde yüzü gülüyordu. Hem kendisi, hem de son 1 yıldır birlikte olduğu partneri değişimin farkındaydı ve bu durum hem cinsel hayatlarına ayrı bir heyecan katmış, hem de hastamın bugüne kadar hiç yaşamamış olduğu yoğun bir haz duygusunu yaşamasını sağlamıştı. Tedavinin işe yaradığını vajinal muayenemde de tespit ettim; vajinal sıkılık artmakla kalmamış, en duyarlı alan olan vajinal ön duvarın duyarlılığı da artmıştı. Bana da tedavisi başarıyla tamamlanmış hastamın teşekkürlerini mutlulukla kabul etmek kalmıştı.
Vajinal relaksasyon sebepleri
Vajinal relaksasyon sendromundan bahsederken aklımızda bulunması gereken iki durum vardır: Menopoz ve yaş faktörü. Kadınlarda yaş ilerledikçe, özellikle menapoz süreci ile birlikte bir yandan hormonlarda hızlı bir düşüş meydana gelmekte, bir yandan da kolajen yapısında yıkım artmaktadır. Hormonlardaki düşme hem cinsel isteksizliğe yol açabilmekte, hem pelvik taban kaslarında zayıflığa yol açabilmekte, hem de vajinada atrofiye sebep olarak rugalarda düzleşmeye ve cinsel olarak duyarsızlaşmaya neden olabilmektedir.
Vajinal Relaksasyon Sendromunda Tedavi Yöntemleri
Vajinal relaksasyon sendromunda altta yatan sebep hastadan hastaya değiştiği gibi tedavi de kişiden kişiye değişmektedir. Kimi zaman hastaya öğreteceğimiz Kegel egzersizleri uzun vadede vajinal kasları güçlendirmede çok işe yaramakla birlikte pek çok hastada tek başına sorunu çözmeye yeterli olmamaktadır. Bu durumda karşımıza çeşitli enerji modalitesi tedavileri çıkmaktadır. CO2 ve Er:YAG lazerler, radyofrekans tedavileri ve vajinal HIFU; cerrahi girişim olmaksızın yüksek etkinliğe sahip tedavi seçenekleri olarak tercih edilebilirler. Bu tedavilerin bir avantajı da vajinal kanlanmayı arttırarak vajinanın duyarlılığının ve ilişki esnasında hissedilen hazzın da artmasını sağlamalarıdır.
Son seçenek her zaman için vajina daraltma operasyonudur. Özellikle ileri seviyede vajinal genişlemesi olan hastalarda cerrahi ilk seçenek olarak değerlendirilmelidir. Daraltma amaçlı yapılan vajina daraltma (vajinoplasti, kolporafi) operasyonları farklı şekillerde yapılabilmektedir. En sık tercih edilen posterior (arka duvar) kolporafidir. Posterior kolporafi çoğu zaman perine düzeltme operasyonu (perineoplasti) ile eş zamanlı olarak yapılmaktadır (kolpoperineoplasti).
Tüm hastalıklarda olduğu gibi vajinal relaksasyon sendromunda da en önemli nokta hastadan alınan detaylı bir anamnez ve hassas bir muayenedir. Sorunu tam olarak belirledikten sonra hastayla birlikte verilecek tedavi kararı hastayı mutlu sona ulaştıracaktır.