Vajina kadın üreme sisteminin önemli bir parçasıdır. Anatomik olarak rahim ağzından başlayıp, “vulva” adını verdiğimiz dış genital organlara kadar uzanır. Bu yazımızda “vajina sağlığını korumanın yollarını, yapılması gerekenleri” ve bu konuda en çok merak edilen soruları cevaplıyor olacağız.
Vajina sağlığı hakkında yapılması gerekenlerden bahsetmeden önce ‘sağlıklı vajina nasıl olmalıdır?’ özelliklerinden bahsedelim.
Flora, vücudumuzdaki organlarımızda yaşayan mikroorganizmalara verilen isimdir. Örneğin; ağız içi, kulak kepçesi içi, bağırsaklar, vajina ve derimizde doğal bir floramız mevcuttur. Sağlıklı bir vajinada doğal, dengeli bir vajinal flora bulunur. Bu flora vajinanın ph dengesini korur, zararlı mikroorganizmaların üremesini engeller.
Vajina ph değeri hafif asidiktir. 3,8-4,5 arasında değişir. Bu asidik ortam sağlıklı bakteri türleri için uygun ortam sağlar ve zararlı bakterilerin gelişimini de önler.
Sağlıklı bir vajina genellikle berrak ve hafif beyaz renkte, kokusuz bir akıntı üretir. İç çamaşırsa iz bırakmaz. Ancak akıntı miktarı hormonal döngülere bağlı olarak değişebilir. Örneğin yumurtlama döneminde sümük gibi uzayan fizyolojik bir akıntı mevcuttur.
Fizyolojik olmayan akıntılara ise “patolojik vajinal akıntı” adı verilir. Patolojik akıntılar sarı, yeşilimtırak, gri renkte, köpüklü, yoğurt kaymağı veya peynirimsi kıvamda olabilir. İç çamaşırda mutlaka iz bırakır. Kaşıntı, cinsel ilişkide ağrı, yanma, şişlik yapabileceği gibi bazen hiçbir semptom da vermeyebilir. Belirti vermeyen (asemptomatik) akıntılar çoğu zaman jinekolojik muayene sırasında tesadüfen yakalanmaktadır.
Sağlıklı bir vajinada ya hafif bir koku vardır ya da hiç koku yoktur. Güçlü ve kötü kokular enfeksiyon göstergesi olabilir. Özellikle ilişki döneminde ve adet döneminde hissedilen “bayat balık kokusu” bakteriyel vajinoz enfeksiyonunun (gardnerella vajiniti) belirtisi olabilir.
Vajinadan yeşil akıntı gelmesi sıklıkla üç ayrı nedene bağlı olabilir:
Vajinanın florasına zarar vermeyecek ve doğal dengesini destekleyecek bakım, beslenme önerileri ve bu konuda dikkat edilmesi gerekenleri anlatalım. Aslında genel sağlığımız kapsamında yapmamız gerekenler vajina sağlığını da olumlu yönde etkiler.
Vajina kendi kendini temizleyen bir organdır. Duş jelleri, sert sabunlar, kimyasal içerikli ürünlerden kaçınarak sadece su ile nazik bir temizlik yapılmalıdır.
Vajinal duş ve kokulu hijyen ürünlerinin kullanılması vajinal ph dengesini bozabilir ve enfeksiyon riskini arttırabilir.
Genital bölgenin nefes almasını sağlayacak pamuklu iç çamaşırları tercih edilmelidir. Dar ve nem tutan kumaşlardan ise kaçınılmalıdır.
Yeterli sıvı alımı, dengeli beslenme, sigaradan ve alkolden uzak durulması vajina sağlığını destekler.
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmak için bariyer yöntemlerin kullanılması önemlidir. Çok eşli cinsel yaşam ve prezervatif kullanmadan girilen cinsel ilişkiler vajinal floranın bozulmasına sebep olabilir.
Düzenli jinekolojik muayeneler, vajinal sağlık sorunlarının erken teşhisinde önemlidir. Kaşıntı, yanma, koku gibi anormal belirtiler fark edildiğinde bir jinekoloji doktoruna başvurulmalıdır.
Adet döneminde kullanılan ürünlerin (ped, tampon, menstrüel kap) düzenli değiştirilmesi ve kimyasal içermeyen ürünlerin tercih edilmesi önemlidir.
Cinsel birliktelik sonrası vajina içini yıkamak önerilmez. Vajinanın iç kısmının yıkanması ph dengesinin bozulmasına sebep olur. Cinsel birliktelik sonrası dış kısmın (vulva bölgesinin) yalnızca su ile temizlenmesi ve iyice kurulanması önerilir. Kurulama için banyo sonrası fön de tutulabilir.
Özellikle “lactobasil” türleri gibi vajina florasını düzenleyici ilaçlar belli süreler için kullanılabilir. Ancak hangi probiyotiğin kullanılacağı, kullanım süresi ve dozu konusunda doktora danışılmalıdır. Bazen prebiyotik ve simbiyotik ilaçların kullanılması da gerekebilir.
Her bireyin sağlık durumu birbirinden farklıdır. Kişisel ihtiyaçlar ve sağlık durumuna uygun özel takviyelere ihtiyaç duyulabilir. Vücutta mineral, vitamin eksiklikleri var ise kan testleri ile tespit edilerek gerekli vitamin ve mineral desteğinin sağlanması önemlidir. Örneğin D Vitamini, demir eksikliği (kansızlık),B12 eksikliği gibi durumlarda kronik, sık tekrarlayan enfeksiyonlarla karşılaşılabilir. Diğer taraftan tiroid bezinin az çalışması da sürekli tekrarlayan vajinitlere yol açabilir.
Vajina sağlığını korumak ve iyileştirmek için doğru beslenme alışkanlıkları oldukça önemlidir. Yeterli su tüketimi, işlenmiş gıda ve aşırı şekerden kaçınma, antioksidan özelliği kuvvetli besinler, yeşil sebze ve meyveler vajina sağlığını olumlu yönde destekler.
Sürekli tekrarlayan, ilaç kullanımı sonrası tekrar tekrar ortaya çıkan vajinal enfeksiyonlar oldukça can sıkıcı bir hal olabilir. Bunlara “kronik vajinit” adını vermekteyiz.
Kronik vajinitler doğru şekilde tedavi edilmediği takdirde rahim, tüpler ve yumurtalıklarda enfeksiyonlara, hatta kısırlık problemine dahi yol açabilir. Kronik tekrarlayan vajinal akıntı (vajinit) durumunda yapılabilecekleriniz:
Her şeye rağmen vajinal akıntınız, sürekli tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonları ve dirençli bir hale geldiyse bu konuda çalışan bir uzman jinekolog hekimden mutlaka destek almalısınız. Kronik vajinitler tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur.
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından genital estetik cerrahisi ve seksoloji alanlarında verilen kurs, eğitim ve toplantıların bir kısmını aşağıdaki bölümlerden inceyebilirsiniz.
Copyright 2024 Doç. Dr. Süleyman Eserdağ. Hera Vajinismus Tedavi Derneği Katkılarıyla. Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı