Lohusalık; doğumdan sonraki 6 hafta (42 gün) sonunda gebeliğin kadında yarattığı fizyolojik ve psikolojik değişimlerin gebelik önceki haline dönmesidir. Bu süreç her organ ve sistem için farklı zamanlar alır.
Halk arasında "lohusanın mezarı 40 gün açık kalır" sözü yaygın olarak kullanılır. Bu söz bir yerde gerçekleri yansıtmaktadır. Çünkü doğum ve lohusalık döneminde ortaya çıkan hastalıklar hayatı tehdit edici boyutlarda olabilir. Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati, erken lohusalık ilk 1 haftayı, geç lohusalık da geri kalan süreyi temsil eder. Üreme organları 6 haftada normal haline döner ve emzirmeyen annelerin büyük bir kısmı bu dönem sonunda adet görmeye başlar. Emzirenlerde ise adetlerin normale dönmesi 6 ayı bulabilir, hatta bu süreyi bir miktar daha aşabilir.
Doğum sonrası belirgin olarak fark edilebilen ilk değişiklik rahmin eski haline dönmesi yani küçülmesidir (involusyon).
Rahim involüsyonu; rahimin doğumdan sonra gebelik öncesi durumuna dönmesine verilen isimdir.
Gebelik süresince rahim ağırlık olarak yaklaşık 20 kat büyür, ancak doğumdan sonra hızla küçülmeye başlar. Bebek doğduktan hemen sonra yaklaşık 20. gebelik haftasında olduğu boyuta iner. Bu evrede ağırlığı yaklaşık 1 kg kadardır. Birinci haftanın sonunda 12. gebelik haftasındaki büyüklüğüne dönen rahimin hacmi 6 hafta sonunda gebelik öncesi büyüklüğündedir.
Vücudumuzda ağırlık ve hacmi bu kadar çok büyüyüp sonrasında küçülen ikinci bir organımız bulunmamaktadır. Uterusun bu özelliği bilim dünyasını günümüzde dahi şaşkınlığa uğratmaya devam etmekte ve halen bilimsel yönden tam olarak açıklanamamaktadır.
Doğumdan hemen sonra rahim kasılmalarının gücü doğum sırasındaki güçlerden çok daha fazladır. Bunlara “takip eden ağrılar (afterpains)” adı verilir. Bu ağrılar 2-3 gün kadar devam edebilir. Daha önce doğum yapmışlarda (multiparlarda) daha fazla hissedilir. İlk 12 saatte sıklıkları daha fazladır, bu saatten sonra gerek sıklığı gerekse şiddeti giderek azalır.
Özellikle lohusanın bebeğini emzirmesi sırasında, uyarıyla beyinden salgılanan “oksitosin” hormonuna bağlı olarak rahim kasılması sonucu kasık ve karın bölgelerinde ağrılar hissedilebilir.
Doğumda plasentanın ayrılmasından hemen sonra, plasentanın uterusa yapıştığı alan yarı yarıya küçülür. Bu küçülme sayesinde açıkta olan damar uçları kapanır ve kanama azalır. Rahmin içini döşeyen ve "endometrium" adı verilen zar tabakasının normale dönmesi 3 haftayı bulurken plasentanın yerleştiği alan 6 haftada iyileşir. İyileşmenin tam olamadığı durumlarda ise kanamalar görülebilir.
Doğumdan sonra rahim içinden gelen akıntıya "Löşi (lochia)" adı verilir. İlk gelen taze kırmızı kan "löşi rubra" olarak adlandırılır. Bu sıvının içinde kan ve doku parçacıkları bulunur. Birkaç gün içinde miktarı azalır, rengi açılır ve yani "löşi seroza" ya dönüşür. 2. haftadan sonra ise daha koyu kıvamlı ve açık renkli "löşi alba" gelmeye başlar. Doğumdan yaklaşık 4 hafta sonra bu tüm bu vajinal akıntılar kesilir.
Löşi içeriği açısından enfeksiyona çok müsait bir ortamdır. Bu nedenle hijyene çok dikkat edilmelidir.
Doğum esnasında 10 cm açılan ve tamamen incelip kağıt gibi olan serviks (rahim ağzı) açıklığı bir hafta sonunda yaklaşık 1 cm'ye iner. Rahim ağzı normal doğum yapmışlarda artık yuvarlak değil yassı bir görünüm alarak doğum yapmayanlardan ayrılır. Serviksin tamamen iyileşmesi yine 6 haftalık bir zaman alır.
Doğum sırasında çok fazla zorlanan ve esneyen vajina dokusu yavaş yavaş iyileşmeye başlar ve 3 hafta bitiminde son halini alır, ancak asla doğum yapmadan önceki gerginliğine gelemez.
Gebelik boyunca genişleyen ve esneyen karın kasları ve pelvik kaslar 6 hafta sonra toparlanır ve bu dönemden sonra egzersiz önerilir. Dolaşım, boşaltım, endokrin gibi diğer sistemlerde olan değişiklikler de 6 hafta sonunda normal haline döner.
Doğumdan hemen sonra ciddi ve ani problemler görülebilir. Bu yüzden lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Sık aralıklarla tansiyon ölçümleri yapılmalı, kanama kontrol edilmelidir.
Erken lohusalığın en önemli komplikasyonu kanamadır. Normal doğumdan sonra 500 mililitreden fazla kanama olması anormal olarak kabul edilir. En önemli ve ciddi nedeni "atoni"dir.
Atoni doğumdan sonra rahmin kasılmaması ve dolayısı ile açıkta olan damarların kapanamamasıdır. Son derece acil ve hayatı tehdit eden bir durum olup, çok kısa zamanda aşırı miktarda kanama ile karakterizedir.
Uygun ortamlarda yapılmayan doğumlarda, atoni gelişirse ve acil ameliyat şartları yoksa anne kaybedilebilir. Bu nedenle evde yapılan doğumlar son derece risklidir.
Tedavide önce elle rahim masajı yapılır ve damar yolu ile rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar verilir. Eğer tedavi sonuç vermez ise acil bir operasyon gerekebilir.
Anne hayatını tehdit eden başka bir durumda amniyon mayii embolisidir. Burada bebeğin amniyon sıvısı annenin kan dolaşımına geçerek akciğerler, beyin gibi organlara giden damarlarda tıkanıklığa yol açar. Anne çok kısa bir sürede hayatını yitirir.
Maalesef tanı ve tedavisi çok güçtür. Modern obstetrideki en önemli anne ölüm nedeni amniyon mayii embolisidir.
"Lohusalık humması" olarak adlandırılan durum doğumdan sonraki ilk 24 saatten sonra ortaya çıkan ve yüksek ateşle seyreden bir durumudur. En sık nedenler üreme, idrar yolları ve memelerin enfeksiyonudur. Doğum eyleminin uzaması, zarların erken açılması gibi durumlar enfeksiyon riskini arttırır.
En sık görülen enfeksiyon rahim içinin iltihaplanmasıdır ("endometrit"). Genelde 3. gün ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Löşi oldukça kötü kokuludur. Olay karın boşluğuna kadar yayılabilir ("peritonit").
Muayenede rahim oldukça hassas ve ağrılıdır. Enfeksiyonun kan yolu ile yayılması meydana gelir ise hayatı tehdit eder.
Tedavide yatak istirahati, sıvı desteği ve uygun antibiyotik kullanımı önerilir.
% 5 vakada ise idrar yaparken yanma, kasık ve bel ağrıları, yüksek ateş şikayetlerinin eşlik ettiği idrar yolu enfeksiyonu (İYE) ortaya çıkabilir. Genelde 2. veya 3. günde belirti verir.
Vajinada olan yaralanmalar İYE riskini arttırır. Tedavide uygun antibiyotikler önerilir.
Gebelik öncesi var olan her türlü sistemik hastalık lohusalık döneminden olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle lohusalıkta son derece dikkatli olunmalıdır.
Normal doğum esnasında bölgede kontrolsüz yırtıkların olmaması için doktor tarafından bir kesi yapılır. Bu kesiye "epizyotomi" adı verilir.
"Perine bölgesi" denildiğinde ise vajina girişi ile makat arasında kalan bölge anlaşılır. Doğum esnasında ve doğumdan sonra büyük öneme sahiptir.
Doğum sonrası perine bakımı, epizyotomi alanının daha kolay iyileşmesi ve enfeksiyon kapmaması için yapılması gerekenlerin tümünü kapsar. Bakım yaklaşık 1-3 hafta sürer.
Perinede en sık karşılaşılan problem ağrı ve şişliktir. Doğum sırasında bebeğin başının sıkıştırması nedeni ile perine ve vajen etrafında ödem olur. Yine doğum esnasında epizyotomi (vajene kesi) yapılmış olsa bile vajinada fark edilmeyen yırtıklar veya sıyrıklar oluşmuş olabilir. Bu yırtıklar farkedilip dikilmediğinde kanayabilir veya enfeksiyon kapabilir.
Eğer kanamalar dışarıya olmaz ve doku aralığında birikirse vajinada dolgunluk hissi ile beraber şiddetli bir ağrı olabilir. Bu durumda bir "hematom" dan (içe kanama) şüphelenilir.
Yine doğum sırasında ıkınmalara bağlı olarak makat etrafında hemoroidler oluşabilir. Bu hemoroidler otururken ağrıya neden olabilir hatta bazen kanayabilir. Oturma banyoları ve ilaç tedavilerine cevap vermeyen hemoroidlerde cerrahi tedavi gerekebilir.
Doğumdan sonra ağrı ve kanamayı azaltmak için perine bölgesine buz tatbiki veya oturma banyoları zaman zaman önerilmektedir. Ağrı için doktorunuzun yazdığı ağrı kesici hapları kullanabilirsiniz. Kabızlık veya hemoroid problemleriniz varsa zorlanmayı önlemek için gaita yumuşatıcı ilaçları kullanabilirsiniz.
Bölgeyi temizlemek için sadece temiz su yeterli olmakla birlikte çoğu zaman antiseptik maddeler içeren solüsyonlar önerilir. Ayrıca akıntı ve kanamalar için günlük ped kullanılması hijyen açısından önemlidir.
Doğum sonrası normalden fazla ve pıhtılı taze kanama olursa mutlaka doktorunuza haber verin.
Eğer kanamanızın miktarı fazlalaşıyorsa (örneğin 2 saatte 1 pedden fazla kirletiyorsanız),kanamanız kırmızı renk alıyorsa, kötü bir koku belirirse, ateşiniz yükselirse, karında ağrı ortaya çıkarsa hemen doktorunuzu arayın.
Gebelikte olduğu gibi lohusalıkta da bazı konulara dikkat edilmelidir. Günümüzde normal doğumdan sonra 24 saat sezaryenden sonra ise 48 saat hastanede kalmak yeterlidir.
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından genital estetik cerrahisi ve seksoloji alanlarında verilen kurs, eğitim ve toplantıların bir kısmını aşağıdaki bölümlerden inceyebilirsiniz.
Copyright 2024 Doç. Dr. Süleyman Eserdağ. Hera Vajinismus Tedavi Derneği Katkılarıyla. Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı