Cinsel hayatla ilgili problemler dendiğinde, kadının penceresinden baktığımızda, aklımıza genelde ilişkiye girememe, ilişki esnasında ağrı/acı hissetme veya orgazmla ilgili problemler gelir.
Cinsel hayatla ilgili problemler dendiğinde, kadının penceresinden baktığımızda, aklımıza genelde ilişkiye girememe, ilişki esnasında ağrı/acı hissetme veya orgazmla ilgili problemler gelir.
Pencereyi değiştirip erkek için düşündüğümüzde ise ilk akla gelenler; ereksiyon yani sertleşme problemleri ve erken boşalma problemleridir.
Peki eğer yukarıda saydıklarımın hiç biri yoksa; yani kadın partner ilişkiye rahat girebiliyor, bir şekilde orgazm olabiliyor, erkek partner ereksiyonunu gerektiği kadar sürdürebiliyor ve yine bir şekilde zamanında boşalabiliyorsa her şey kesin yolunda mı demektir? Önemli olan sadece sonuç mudur, gidiş yolunun hiç mi önemi yoktur? Yeni bir kavram ile tanıştıralım o zaman sizi: ‘Kayıp Penis Sendromu’.
Kayıp Penis Sendromu Nedir?
Kayıp penis sendromu, kadının vajinasının aşırı genişlemesi veya kas tonus (kas gerginliği) azlığına bağlı olarak erkeğin cinsel ilişki esnasında vajinayı hissedememesi olarak bilinir. Sıklığı tam olarak bilinmese de çiftlerde sık olarak gözlenen bir cinsel problemdir. Kısa vadede ilişki esnasında hissizliğe sebep olsa da, uzun vadede daha ciddi ilişkisel problemlere yol açabilmektedir.
“Cinsel ilişki esnasında hiçbir şey hissetmiyorum” cümlesi, pek çok kadın hastamızdan duymaya alıştığımız bir şikayettir ve bu cümle çoğunlukla şu şekilde devam eder: “Eşim de hiçbir şey hissetmediğini söylüyor, penisi sanki bir boşlukta gibi hissediyormuş”. İşte ‘Kayıp Penis Sendromu’ tam olarak bu şekilde ifade edilebilir. Bu hikayeyi kadın partnerden değil erkek partnerden dinlediğimizde ise karşımıza şu cümleler çıkar:
“Penisim vajinaya girip çıkıyor mu hissetmiyorum, vajina penisimi sarmıyor”
“Cinsel ilişki sırasında penisim sanki boşluktaymış gibi geliyor”
“Vajina içinde penisimin kaybolduğunu hissediyorum”
Kısa vadede sadece ilişkide hissizlik olarak düşünülse de, kayıp penis sendromunun uzun vadede ciddi sonuçları görülebilmektedir. Öncelikle hazzın giderek azaldığı, orgazmın ve boşalmanın zorlaştığı bir cinsel ilişki; her iki taraf için de keyifsiz hale gelecek, cinsel istek azalacak, cinsel birliktelik sayısı gitgide düşmeye başlayacaktır.
İlk başta cinsel hayatta başlayan bu problemler, bir süre sonra çiftin tüm hayatına yansıyacak; ilişkide problemler ortaya çıkmaya başlayacaktır. Sağlıklı ve tatminkar bir cinsel hayat, mutlu bir ilişkinin temel taşlarındandır.
Kayıp Penis Sendromunun Psikolojik Getirileri
Kayıp penis sendromu yaşayan erkeklerde bir süre sonra, ilişkisel problemlerin yanı sıra kişisel psikolojik problemler de görülebilmektedir. En sık karşımıza çıkan ise “yetersizlik hissi” olmaktadır.
Cinsel ilişki esnasında eşine haz veremediğini, cinsel tatmine ulaştıramadığını düşünen erkeklerde kimi zaman cinsel güçleri veya penis boyutları ile ilgili yetersizlik hissi gelişmekte, bu his bazı zamanlar psikolojik problemlere yol açabilecek kadar derinleşebilmektedir. Hatta pek çok erkek bu sebeple penis büyütme işlemleri ile ilgili arayışlara girmekte, tarafımıza bu arayış ile başvurmaktadır.
Neden Ortaya Çıkar? Vajinal Relaksasyon Sendromu Nedir?
Peki, nedir kayıp penis sendromunun altında yatan nedenler? Penis boyutu ile ilgili patolojik bir küçüklük durumu olmadığı sürece, penisi vajinanın içinde kaybolmuş gibi hissettiren faktörler nelerdir? Şüphesiz ki karşımıza ilk olarak vajinanın aşırı genişlemesi çıkmaktadır. Vajinanın aşırı genişlemesinin altında ise genellikle vajinal doğumlar, bazen de doğum vajinal yolla gerçekleşmemiş olsa bile geçirilmiş gebelikler yatmaktadır.
Ancak bazı zamanlar hiç doğum yapmamış ve hatta gebe kalmamış kadınlarda bile vajinada ciddi seviyede relaksasyon (gevşeklik) görülebilmektedir. Bu durum ‘vajinal relaksasyon sendromu’ olarak da bilinir. İşte bu durumlarda akla kişinin genetik özellikleri ve kolajen yapısı ile ilgili faktörler gelmelidir.
Kimi zamansa pelvik taban kaslarının güçsüzlüğü (hipotonisite),cinsel ilişki esnasında vajinanın penisi yeterince kavrayamamasına sebep olur. Bazı hastalarda ise yukarıda saydığım sebeplerden hiç biri bulunmaz. Ancak bu hastalarda, detaylı bir anamnez alınmazsa gözden kolaylıkla kaçabilecek başka bir sebep bulunmaktadır. O da ilişki sırasında meydana gelen “hiperlubrikasyon” yani aşırı vajinal ıslanmadır. Bu hastalarda cinsel uyarılma ile hatta bazen cinsel uyarı olmaksızın, normalden çok daha fazla vajinal ıslanma meydana gelir; bu durum ilişki esnasında her iki tarafta da hissizliğe sebep olabilmektedir.
Kayıp Penis Sendromunda Tedavi Yöntemleri
Tedavide en önemli nokta altta yatan nedeni ortadan kaldırabilmektir. Tedavi yöntemleri tamamen kişiye özgüdür ve her hastada farklı bir tedavi yöntemi daha doğru olabilir. Hiç gebelik geçirmemiş genetik olarak kolajen yani bağ dokusu zayıf genç bir hastada vajinal lazer ile yüz güldürücü sonuçlar elde edebilirken, üç defa vajinal yolla doğum yapmış 35 yaş üstü bir kadında en etkili ve tatmin edici tedavi yöntemi vajina daraltma operasyonu olacaktır.
Pelvik taban kaslarında güçsüzlük (hipotonisite) olan bir kadına Kegel egzersizlerini öğretmek ve düzenli bir şekilde yapmasını sağlamak ise dramatik bir iyileşmeye sebep olabilmektedir. Enerji bazlı tedavi yöntemleri arasında farklı türlerde vajinal lazerler dışında radyofrekans tedavileri de bulunmaktadır.
Tüm cinsel disfonksiyonlarında olduğu gibi kayıp penis sendromu vakalarında da en önemli nokta çiftin asıl problemini anlayabilmektir. Pek çok çift, özellikle erkek partnerler, bu şikayetlerini açıkça anlatmaktan çekinmekte; bu nedenle ana faktör gözden kaçabilmektedir. Aşağıda sizlere tarafımıza başvuran bir çiftin hikayesini anlattım. Doğru tanı koyup tedavi ettiğimizde ne kadar güzel sonuçlar alabildiğimizi gelin birlikte görelim.
Kayıp Penis Sendromu ve Vajinal Relaksasyon Sorunu Yaşayan Bir Çiftimiz
2 yıllık evli olan çift, kliniğimize şehir dışından başvurdu. 26 yaşındaki kadın danışanımızın ana problemi vajinasının olması gerekenden daha esnek ve geniş olduğunu hissetmesi ve bu nedenle ilişki esnasında haz almada problem yaşaması idi.
Hastamızı muayeneye hazırladığımız esnada erkek partnerle de birebir bir görüşme gerçekleştirdik ve erkek partnerin de cinsel hayatı ile ilgili pek çok problemi olduğunu ve hatta kendi penis boyutuyla ilgili yetersizlik duygu ve düşünceleri gelişmiş olduğunu fark ettik.
Bana defalarca bir erkeğin penis boyutunun ne kadar olmasını gerektiğini sordu; cinsel ilişki sırasında penisini vajinanın içinde kayboluyor gibi hissettiğini ve bunu da penisinin küçük olmasına bağladığını anlattı. Bu düşünceler, cinsel isteğini ve hazzını giderek azaltmaya başlamıştı. Oysaki erkek danışanımızın penis boyutu normal sınırlar içerisinde bulunmaktaydı ancak onu buna ikna etmek pek kolay olmadı. Karşımda tam bir “kayıp penis sendromu” vakası bulunmaktaydı.
Kadın danışanımızın muayenesinde vajinal relaksasyon hali mevcuttu. Henüz hiç gebe kalmamış, doğum yapmamış olan ve henüz 26 yaşındaki danışanımızda orta seviye vajinal genişlik mevcuttu. Bu genişlik hali hastanın genetik kolajen yapısına bağlandı.
Hastamızda cinsel ilişki sırasında hissedilen hazda azalmanın yanında, vajinadan gaz kaçırma (flatus vaginalis) şikâyeti de vardı ve bu durum özellikle cinsel ilişki sırasında belli pozisyonlarda meydana geliyor, hastamızın kendini kötü hissetmesine neden oluyordu.
Hasta ve eşi ile konuşarak vajinal CO2 lazer tedavisine başlamaya karar verdik. 2 ay arayla 2 defa vajinal CO2 lazer uygulaması yaptığımız hastamız ve eşi ile 3. ayda sözel olarak görüştüğümde; cinsel ilişki kalitelerinin bir hayli yükseldiğini ve her iki tarafın da aldığı hazzın arttığını öğrendik.
Hastamızda vajinal gaz çıkarma şikâyetinde fark edilir derecede azalma, vajinal duyarlılığında ise orgazma ulaşmasını çok daha kolay bir hale getirecek kadar artma olduğunu öğrendik. Erkek partner ise artık cinsel ilişki esnasında penisinin kaybolduğunu hissetmiyordu, penis boyutu ile ilgili obsesyonel düşünceleri ise geride kalmıştı. Penis boyutlarının normal sınırlar içinde olduğunu artık kendisi de biliyordu…