Karboksiterapi tedavisi, estetik veya tedavi amacıyla karbondioksit gazının deri altına enjeksiyonudur. Genital alanda da yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır.
Karboksiterapi ve Uygulama Alanları
Günümüzde kozmetik amaçlarla kullanılan yöntemlerden birisi de karboksiterapidir. Karboksiterapi cilt altına karbondioksit (CO2) gazı enjeksiyonu şeklinde uygulanan tıbbi ve cerrahi dışı bir tedavi yöntemidir. Genellikle dokunun kozmetik olarak güzelleştirilmesi için kullanılsa da fonksiyonel açıdan da pek çok yararlar sağlamaktadır.
Karboksiterapi nedir?
Karboksiterapi tedavi amaçlı karbondioksit gazının deri altına enjeksiyonudur. İlk defa 1932 yılında uygulanmıştır. “CO2terapi”, “Karbondioksit gazı infüzyonu” veya İngilizce “Carboxytherapy” olarak da bilinen karboksiterapi tedavisi ile “hiperkapni” gelişir, yani dokudaki karbondioksit konsantrasyonu artar. Böylelikle;
- Yağ yıkımı gerçekleşmekte,
- Damar dolaşımı hızlanmakta,
- Vazodilatasyon olmakta (damarlar genişlemekte),
- Kolajen yapımı artmaktadır.
Tüm bu fizyolojik olaylar sonucunda yaşlanmayı önleyici faydalar sağlamaktadır.
Karboksiterapi cihazı nedir?
Karboksiterapi cihazları; içinde bir karbondioksit gazı, filtre sistemi, regülatör ve plastik borulardan oluşan tıbbi cihazlardır. Karbondioksit tüpü içindeki gaz filtre edildikten sonra plastik tübe aktarılmakta, plastik tüp ucundaki ince iğne aracılığı ile de hastaya direkt enjekte edilebilmektedir. Vücuda enjekte edilecek gazın miktarı ve hızı hekim tarafından ayarlanabilmektedir.
Günümüzde modern karboksiterapi cihazları “ısıtma sistemine” sahiptir, yani karbondioksit gazı cilt içine verilmeden önce hafif düzeyde ısıtılmakta, böylelikle prosedürün hem etkinliği artmakta hem de tamamen ağrısız şekilde gerçekleşmesi sağlanmakladır.
Karbondioksit renksiz, kokusuz, suda eriyebilen, havadan daha ağır, doku içinde difüzyon hızı oksijene göre 25 kat daha fazla bir gazdır.
Karboksiterapi nasıl etki yapmaktadır?
Karbondioksit gazı bazı durumlarda derinin hemen altındaki cilt altı dokusuna bazen de daha derindeki yağ dokusu içerisine verilmektedir. Verildiği bölgeye göre etkiler farklıdır. Örneğin; yağ dokusu içine verildikten sonra yağ hücrelerinin ölümünü gerçekleşmektedir. Çünkü karbondioksit gazı yağ hücreleri için toksik etkiye sahiptir. Bu özelliği nedeniyle selülit ve bölgesel yağlanma problemlerinde kullanılmaktadır. Ayrıca dokuya oksijen getiren atardamarların genişlemesi ile dokunun oksijenlenmesi de artmaktadır.
Daha yüzeyel uygulamalarda, örneğin derinin hemen altına yapılan enjeksiyonlarla ise kolajen üretim artışıyla cildin gençleşmesi sağlanmaktadır. Bu özelliği nedeni ile özellikle yüz ve göz altı bölgelerinde kırışıklık ve ince çizgilerin tedavisi amacıyla kullanılmaktadır.
Bohr etkisi nedir?
Karboksiterapi tedavilerinde bir diğer önemli konu da “Bohr etkisi” dir. Kanın alyuvarlarında bulunan hemoglobin, alveol kılcal damarlarından geçerken oksijeni alarak “oksihemoglobin” (HbO2) haline dönüşür.
Oksihemoglobin sistemik dolaşıma katılarak vücut dokularında dolaşır. Eğer herhangi bir dokuda karbondioksit gazı fazlalığına bağlı hiperkapni ve PH düşmesi durumu varsa, oksihemoglobin sahip olduğu oksijenini buraya bırakır (deoksijenizasyon olayı),böylelikle dokunun oksijenlenmesi sağlanmış olur. Bu fizyolojik olaya Bohr etkisi adı verilmektedir. Isı artışı durumunda da doku oksijenlenmesi artmaktadır.
Karboksiterapi hangi alanlarda etkilidir?
Vücudun genelinde güvenle uygulanabilmesine karşın, en sıklıkla selülit gelişen bölgelerde, yüz ve göz çevresinde, boyun ve gıdı alanında kendisine yer bulmaktadır. Özellikle son yıllarda genital bölge karboksiterapisi de uygulanmaya başlamıştır.
Karboksiterapinin Kozmetik Uygulama Alanları
Karboksiterapinin kozmetik amaçla uygulama alanları aşağıda sıralanmıştır.
Cilt Çatlakları (Strialar)
Cildin “dermis” katmanındaki kolajenin yırtılması sonucunda oluşan çatlaklardır. Önce kırmızı ve mor renkte izlenen bu çatlamalar zamanla pigmentini kaybederek beyazlaşmakta ve yumuşamaktadır. Cilt çatlakları “Stria” veya İngilizce “Stretch Marks” olarak bilinen kozmetik bir sorundur. Genellikle karın, memeler, üst kol, bacaklar, kalçada ortaya çıkar. En sıklıkla;
- Vücudun ergenlik sonrası hızlı büyümesi,
- Hızlı kilo alma,
- Gebelik (Özelikle son 2 ayı),
- Yoğun vücut geliştirme egzersizleri (bodybuilding),
- Hormon ilaçları kullanımı sonrasında gelişmektedir.
Gebelikte rahmin büyümesi ile ortaya çıkan cilt çatlaklarına “stria gravidarum” adı verilir ve bu durum gebelerin yaklaşık %90’ında görülmektedir.
Strialar kaşınma, yanma gibi şikayetlere ve emosyonel (psikolojik) bazı sorunlara yol açmaktadır. Bu durumu yaşayan özellikle genç yaştaki kadınlar tedavi arayışına gitmektedirler. Karboksiterapi cilt altı kolajenini arttırarak stria tedavisinde uygulanan en etkili yöntemlerden birisidir. Tedavinin erken dönemlerde başlanması başarı olasılığını arttırmaktadır.
Bölgesel İncelme (Lokal obesite tedavisi, “Karboksi Lipoliz”)
Hızlı kilo alan kişilerde, daha sonra kilo verme olsa da bazı bölgelerde yağlanma devam etmektedir. Bu durum gebelik sorası da yaşanmakta, özellikle karın, kalça, mons pubis (Venüs tepesi),sırt gibi alanlarda daha bariz olarak izlenmektedir.
Karboksiterapi ile bölgesel dolaşım arttırılmakta, fazla yağ dokusu yıkılmakta ve bölgesel incelme sağlanmaktadır. Buna “karboksi lipoliz” adı da verilmektedir. Genellikle bir hafta arayla 12 seans önerilmektedir.
Karboksiterapi lipoliz (yağ yakma) “lokal obesite” tedavisinde tek başına uygulanabileceği gibi farklı tedavi yöntemleri ile kombine de edilmektedir.
Mons Pubis İnceltme
Mons pubis bölgesi bazı kadınlarda normalden daha iri görünümdedir. Bu bölgenin iriliği ve kabarık duruşu cilt altı yağ dokusunun fazlalığı ile ilişkilidir. Karboksiterapi lipoliz (yağ eritme) tedavileri ile ameliyatsız mons pubis (pubis tepesi) inceltilmesi sağlanabilmektedir.
Selülit Tedavisi
Selülit, ergenlik dönemi sonrasında cilt altı yağın, fibröz bağ dokusu içine fıtıklaşması şeklinde kendisini gösteren kozmetik bir sorundur. En sıklıkla;
- Pelvik bölge,
- Kalçalar,
- Bacaklar,
- Karın bölgesinde görünmektedir.
Her 10 kadından 9’unun sorunu olan selülit fiziksel bir rahatsızlık değil, daha çok estetik bir problemdir. En sık sebepleri arasında hormonal faktörler, gebelik, genetik faktörler, ırk, cinsiyet (kadın olma),dolaşım problemleri, sigara tüketimi, sağlıksız beslenme ve stresli yaşam yer almaktadır. Bazen pek çok faktör bir arada da olabilir.
Selülit tedavisinde radyofrekans, ultrason tedavileri, lazer, bazı enjeksiyonlar ve karboksiterapi yer almaktadır. Bazen birkaç tedavi yöntemi de kombine edilebilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarda karboksiterapi ile selülit şikayetlerinde belirgin azalma gösterilmiş ve karboksiterapinin selülit tedavisinde etkin olduğu ispatlanmıştır. Karboksiterapi dolaşımı arttırarak ve yağ dokusunu yıkarak etkinlik göstermektedir.
Göz Altı Morluklar ve Torbalanmalar
Göz altı morlukları ve torbalanmalarda uygulanan karboksiterapi tedavileri oldukça etkilidir. Benzer şekilde ince çizgilerin giderilmesinde de kullanılmaktadır. Karboksiterapi damar dolaşımını arttırarak ve dokunun oksijenizasyonunu sağlayarak etkinlik gösterir. Ağrısız, etkin ve konforlu bir tedavi ayrıcalığı sunar.
Ameliyat İzlerinin ve Batıkların Tedavisi (Skar Tedavileri)
Apandisit, sezaryen, tiroid ameliyatına bağlı oluşan izlerin (skar dokusu) silinmesi için de karboksiterapi uygulanabilmektedir. Benzer şekilde kıl dönmelerine bağlı iltihaplanma (folikülit) sonrası oluşan batık izlerinin tedavisi amacıyla da kullanılmaktadır.
Kellik ve Saç Dökülme Tedavisi
Karboksiterapinin bir diğer kullanım alanı da dolaşım bozukluğuna bağlı gelişen kellik (alopesi) tedavisidir.
Genital Alanda Karboksiterapi Faydaları
Karboksiterapi genital alanda da özellikle son yıllarda yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Estetik ve fonksiyonel yönden faydalar sağlar.
Venüs Tepesinin Küçültülmesi
Kasık bölgesinin hemen altında yer alan venüs tepesinin (mons pubis alanının) normalden iri ve çıkıntılı görünümü psikolojik olarak rahatsızlık verici olabilir. Bu durumda 8-10 seanslık karboksiterapi tedavileri ile oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir.
Büyük Dudakların Gençleştirilmesi
Büyük dudaklardaki çöküntü, sarkma ve kırışıklıkların giderilmesinde karboksiterapinin kolajeni arttırıcı özelliğinden yararlanılmaktadır. Karboksiterapi ile büyük dudaklar daha dolgun, nemli (hidrate) diri ve sağlıklı bir görünüme kavuşabilmektedir.
Bu hastalarda hyaluronik asid enjeksiyonu ve yağ dolgusu öncesi karboksiterapi işlemi yapılarak dokunun ön hazırlığı yapılabilir. Ayrıca yağ dolgusu sonrası karboksi uygulamasıyla işlemin başarısı da arttırılabilmektedir.
Vulvar Vestibulitis Tedavisi
Vulvar vestibulitis cinsel ilişkide ağrı ile kendisini gösteren bir cinsel sorundur. Vajinanın giriş bölgesindeki cilt dokusunun incelmesi, hassaslaşması ve duyarlılığının artması ile karakterizedir. Hastaların pek çoğu ilişki sırasında yaşadıkları bu acıyı “yaraya tuz basılması” hissi ile tarif ederler. Karboksiterapi ile bu bölgedeki bağ dokusu üretimi uyarılmakta ve tedavi sağlanabilmektedir.
Menopoza Bağlı Şikayetlerin Tedavisi
Menopoz döneminde genital bölge cilt dokusunun incelmesine bağlı olarak yanma, kaşıntı, batma, idrar yaparken yanma, cinsel ilişkide ağrı şikayetleri ortaya çıkabilmektedir. Özellikle, meme kanseri öyküsünün olması gibi hormon tedavisi alamayan veya almak istemeyen hastalarda karboksiterapi ve rejeneratif hyaluronik asid dolgu tedavileri yeni umut ışığı haline gelmiştir.
Vajinal kuruluk ve ağrı tedavisi için de kullanılabilmektedir.
Karboksiterapi ile Vajinal Gençleştirme
Karboksiterapinin vajinal mukoza altına uygulanması “Karboksiterapi vajinal rejuvenasyon” olarak bilinir. Karboksiterapi ile vajinal rejuvenasyon uygulanan hastalarda mukoza kalitesi artmakta ve buna bağlı olarak menopoz döneminde gelişen yanma, kaşıntı, batma, disüri (idrar yaparken yanma) gibi şikayetler azalmaktadır.
Aynı zamanda kolajen bağ dokusu üretiminin artışı ile vajinal sıkılaşma da sağlanmaktadır. Karboksi uygulamalarında üst yaş sınırı da yoktur.
Karboksiterapi uygulamalarında;
- Alerji riski yoktur- Lokal veya sistemik riskler yok denecek kadar azdır,
- Kan basıncı artmaz,
- Sistemik hiperkapni (vücutta CO2 birikimi) yapmaz,
- Verilen gaz cilt dokusu, akciğerler ve böbrekler tarafından atılmaktadır.
Doğum Dikiş İzlerinin Düzeltilmesi
Karboksiterapi ile doğum sonrası dikiş izleri de düzeltilebilmektedir. Tedavide, prosedürün kolajen arttırıcı özelliğinden yararlanılmaktadır.
Farklı Alanlarda Karboksiterapi
Karboksiterapi farklı alanlarda işlevsel amaçlarla da kullanılabilmektedir.
Ereksiyon Sorunları
Erkeklerde “erektil disfoksiyon” olarak bilinen sertleşme sorunlarında karboksiterapi kullanılabilmektedir.
Akut Artritler
Akut eklem iltihapları da uygulama alanı içindedir.
Reynaud Sendromu
Atardamarlardaki dolaşım problemine bağlı olarak el ve ayaklarda soğukluk, solgunluk ve ağrı şikayetleri ile kendisini gösteren Reynaud sendromunda da karboksiterapi tedavileri uygulanabilmektedir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Karboksiterapi ağrılı bir işlem midir?
Hayır. Hastalar tarafından son derece konforludur. Bu nedenle işlem sırasında herhangi bir anestezi yöntemi kullanılmaz.
İşlem sırasında veya sonrasında ne tür şikayetler görülebilir?
İşlem sırasında hastalar uygulama bölgesinde hafif bir dolgunluk ve basınç hissi haricinde herhangi bir durumla karşılaşmazlar. İşlem sonrasında ise birkaç günde geçen hafif kızarıklıklar haricinde başka bir şikayet gözlenmez.
Tedaviler kaç ne kadar ve kaç seans sürer?
Tedaviler ortalama 10-30 dakika arası sürer. Tedavi bölgesine göre ortalama seans sayısı 6-12 arasındadır. Seanslar duruma göre haftada iki, hafta bir veya iki haftada bir şekilde yapılabilmektedir.
İşlem güvenli midir?
Evet, oldukça güvenlidir. Karbondioksit, zaten vücudumuzda var olan bir gazdır. Diğer taraftan, laparoskopi ameliyatlarında batın içine verilen karbondioksit gazı volüm olarak oldukça fazla olmasına rağmen, herhangi bir güvenlik sorunu yaşanmamaktadır.
Karboksiterapi kimlere uygulanmaz?
Karboksiterapi her yaş grubunda rahatlıkla ve güvenle uygulanabilen bir tedavi yöntemidir. Yine de, kronik rahatsızlığı olanların doktorları ile görüşmelerinde yarar vardır.
Genel olarak aşağıdaki durumlarda karboksiterapi tedavileri önerilmez:
- Kalp pili olanlarda,
- 2 yıldan kısa süre önce kalp krizi geçirenlerde,
- Önceden serebrovasküler kaza geçirenlerde,
- Önceden geçici iskemik atak öyküsü olanlarda,
- Nedeni bilinmeyen göğüs ağrısı olanlarda,
- Akut tromboembolizm (pıhtı atma) öyküsü olanlarda,
- Konjestif kalp yetmezliği olanlarda,
- Pıhtılaşma ile ilgili hastalığı olanlarda,
- Pıhtılaşma önleyici (antikoagülan) tedavi alanlarda,
- Gebelikte,
- Sara nöbeti olanlarda,
- Uygulama alanında enfeksiyonu olanlarda,
- Karaciğer yetmezliği, ciddi böbrek hastalığı, amfizem, hipertansiyon ve nörolojik hastalığı olanlarda önerilmez.
Karboksiterapi Fiyatları İstanbul
İstanbul'da karboksiterapi fiyatları bölgenin genişliğine, anatomik durumuna ve seans sayısına göre değişkenlikler göstermektedir. Karboksiterapi ücretleri İstanbul ve diğer şehirlerde seans olarak veya paket ücretlendirme şeklinde olabilmektedir. Bu konuda tedaviyi uygulayan merkez ile görüşmenizde fayda olacaktır.
Karboksiterapi İstanbul
Karboksiterapi İstanbul Nişantaşı kliniğimizde dijital teknolojili ve “ısıtma sistemine sahip” özelliktedir. Ayrıntılı bilgi ve randevu için kliniğimizin +90 530 763 34 00 numaralı Whatsapp hattını arayabilir veya buraya mesaj gönderebilirsiniz.