Vulvar distrofi, genital bölgede kaşıntılar ile seyreden hastalıkların genel adıdır. İlk defa 1875’te ‘vulvanın beyaz kaşıntılı lezyonları’ olarak tanımlanmıştır. Vulvar distrofilere yol açan deri hastalıkları üç grupta incelenir.
Vulvar distrofi, genital bölgede kronik kaşıntılar ile seyreden hastalıkların genel adıdır. Kadınlarda dış genital bölgede yoğun kaşıntı, deri çatlamaları, deride kalınlaşma, labial füzyon, genital yapışıklıklar ve renk değişimleri ile karakterize durumları içerir.
Bu yazımızda “vulvar distrofi nedir, neden olur, hiperplastik vulvar distrofiler, vulvar dermatozlar, vulvar distrofi nedenleri, tanısı ve tedavisi” hakkında detaylı bilgilere ulaşabileceksiniz. Vulvar distrofilerde günümüzde uygulanan modern tedavi yöntemleri de ele alınmaktadır.
Vulvar distrofi nedir?
İlk defa 1875’te ‘vulvanın beyaz kaşıntılı lezyonları’ olarak tanımlanmıştır.
Yıllar içinde, vulva hastalıklarının sınıflandırılması birçok değişikliğe uğramış, son olarak ‘Vulvanın Non-neoplastik (Kanser Dışı) Epiteliyal Bozuklukları’ adıyla tanımlanmıştır. Ancak günümüzde, klinik pratik uygulamada bu hastalık grubu ‘Vulvar Distrofi’ olarak adlandırılır. Genital bölgedeki derinin sık görülen hastalıklarını kapsar. Vulvar “kadınlarda dış genital bölgeye ait”, Distrofi ise “kötü gelişim” anlamına gelen kelimelerden türetilmiştir. Vulvar distrofiler nadiren de olsa anüse kadar yaygın şekilde görülebilmektedir.
Vulvanın Deri Hastalıkları
Vulvar distrofilere yol açan deri hastalıkları üç grupta incelenir. Bunlar:
- Atrofik Vulvar Distrofi (Liken Skleroz),
- Hiperplastik Vulvar Distrofi (Squamoz Hücre Hiperplazisi),
- Mikst distrofi,
- Diğer cilt hastalıkları (dermatozlar): Psöriasis (sedef hastalığı),seboreik dermatit, tinea, liken planus.
Liken skleroz nedir?
Özellikle genital bölgede atrofi (ciltte incelme) ile kendisini gösteren bir cilt hastalığıdır. Patolojik olarak hiperkeratoz, epidermiste incelme, bazal tabakada hidropik dejenerasyon ile karakterizedir. Vulvar liken skleroz genital bölgede kaşıntı, yanma, batma, iğnelenme ve yapışıklıklar ile karakterizedir.
Hiperplastik Vulvar Distrofi Nedir? ‘Squamoz Hücre Hiperplazisi’
Hiperplastik vulvar distrofi, vulvayı etkileyen yaygın bir cilt hastalığıdır. Yeni adı ‘Squamoz Hücre Hiperplazisi’ olarak geçmektedir ve vulva, yani dış genital bölgenin non-neoplastik (kanser olmayan) epiteliyal hastalık grubunda yer alır. Bu hastalık grubunun, ortalama %20-50’sini oluşturur. Nadir görülen, kronik bir hastalıktır.
Kimlerde görülür?
Üreme çağında görülebileceği gibi, çoğunlukla menopoz sonrası dönemde rastlanılmaktadır. Sosyal, psikolojik, cinsel ve kozmetik sorunlara yol açan hiperplastik vulvar distrofinin tam olarak nedenleri bilinmemektedir.
Hiperplastik vulvar distrofide vulva derisi olması gerekenden daha kalındır. Liken sklerozis gibi diğer hastalıklar ile birlikte de görülebilir. Cilt zamanla kalınlaşır, kaşıntı ve renk değişiklikleri (gri-beyaz) ortaya çıkar. Diğer distrofilerden farklı olarak genellikle lezyonlar daha lokal seyreder. Sıklıkla anogenital bölgede (vulva, anüs çevresi, perine) olmakla beraber vücudun farklı yerlerinde de ortaya çıkabilir. Genellikle tahriş edici etkenlerden sonra gelişmektedir. Şikâyetler stresle artmaktadır. Vulva kanserine dönüşüm ise nadirdir (%1-5).
Hiperplastik Vulvar Distrofi Nedenleri
Nedenleri henüz tam bilinmemektedir. Genellikle suçlanan, cildin uzun süre kimyasal, fiziksel veya alerjik tahriş edici etkenlere maruz kalmasıdır. Buna sebep olabilecek bazı etkenler ise şunlardır:
- Cilt PH’sına uygun olmayan sabun ve yıkama jeli kullanımı,
- Genital bölgeye sıkça uygulanan parfüm ve losyonlar,
- Uzun süreli antifungal (mantar ilaçları) ve steroid içeren kremlerin kullanımı,
- Herhangi bir maddeye karşı alerjiler (ped, prezervatif, tampon,..vs.).
Son yıllarda yapılan çalışmalarda, ciltte mikrodolaşım bozukluğuna bağlı bazı değişiklikler olduğu belirlenmiştir. Dolaşım bozukluğu sonrasında hücre beslenmesi bozularak enflamasyon (yangısal süreç) tetiklenmektedir. Sonrasında da cilt renginde değişiklik ve kaşıntı ortaya çıkmaktadır.
Menopoz sonrası dönemde hiperplastik vulvar distrofiye yol açan nedenlerden birisi de östrojen eksikliğidir. Çünkü östrojen eksikliği ile cildin bariyer mekanizması bozulmakta, cilt dış etkenlere karşı daha duyarlı hale gelmektedir.
Vulvar Distrofi Belirtileri
Vulvar distrofinin en sık belirtisi geçmeyen kaşıntıdır ve bunun esas nedeni ise cildin yangısal sürecidir. Yangısal süreç ne kadar fazla ise şikâyetler de o düzeyde fazladır. Sinir uçlarındaki dejenerasyonun da kaşıntıya sebep olduğu düşünülmektedir. Geceleri daha sık ortaya çıkan kaşıntı liken skleroz hastalığına göre daha şiddetlidir.
Ne yazık ki, kaşımayla yangısal süreç de artar, bu da irritasyon ve kaşıntıyı daha da arttırarak bir kısır döngüye neden olur. Hastalar, ciltte yanma hissi de tarif etmektedirler. Kaşıntılı bölgeler zamanla beyaz veya gri renk halini alır. Islanma ve kaşıma ile cilt renginde kızarıklık da meydana gelebilir. Zamanla bu yangısal süreç ilerlerse ciltte yapışıklıklara da sebep olabilmektedir. Hatta bu yapışıklar; idrar yapmada zorlanma ve cinsel ilişkide ağrıya da yol açabilmektedir.
Lezyonlar çoğunlukla büyük genital dudaklardadır. Bacaklara doğru yayılabileceği gibi; iç tarafta iç dudaklar ve klitoris çevresi, aşağıda ise anüs çevresine kadar ulaşabilmektedir. Hiperplastik vulvar distrofinin en sık görülen belirtileri arasında vulva derisinde kalınlaşma, renk değişiklikleri ve yer yer çatlaklar bulunmaktadır.
Vulvar Distrofi Tanısı
Vulvada renk ve görünümde değişikliğe sebep olan lezyonlar varsa, kesin tanı için cilt biyopsisi (parça alınması) gereklidir. Sürekli devam eden, geçmeyen kaşıntılarda biyopsi şarttır. Kaşıntılı bölgeden alınan biyopsi sonucunda; epitelde kalınlaşma, cildin keratin tabakasında kalınlaşma ve cilt altı dokuda enflamasyon bulguları izlenmektedir. Alerji testi ile tanı konulmaz, ancak bu sayede cilt için alerjen etkenler saptanabilir.
Hiperplastik Vulvar Distrofi Tedavi Yöntemleri
Hiperplastik vulvar distrofi tedavilerindeki temel amaç şikayetleri azaltmaya yöneliktir. Tedaviler, özellikle yangısal süreci azaltarak kaşıntının giderilmesi için verilmektedir. Hastalığın şiddeti kişiden kişiye oldukça değişkendir. Her şeyden önce, genital bölge hijyeninin sağlanması çok önemlidir. Kronik tahriş edici etkenlerden de uzak durulmalıdır. Tedavideki ilk seçenek ise kaşıntıyı azaltmak için topikal kortikosteroid (kortizon içeren kremlerin) kullanımıdır. Vulvar distrofi tedavisinde kullanılan yöntemler aşağıda özetlenmiştir.
Kortizonlu kremler: Kortizonlu kremler (=topikal steroidler) hastalığı geçirmez, sadece şikayetleri yatıştırır. İnflamasyonu azaltarak etki gösterirler. Ancak diğer yandan uzun süre kullanımda ciltte incelmeye sebep olarak tahrişi arttırabilmektedirler, böylelikle kaşıntı şikayeti tekrardan başlayabilmektedir. Bundan dolayı kullanımları sınırlı olmalıdır. Şikayeti geçiren, en zayıf etkili kortizonlu krem (ör: Hidrokortizon) ya da orta derecede etkili kortizonlu krem (ör: Betnovate, Kenacort) ile tedaviye başlanır. Yaklaşık 10-14 gün günde iki kez, sonra günde bir kez kullanıma geçilir. Eğer buna yanıt alınmazsa çok daha etkili kortizonlu krem (Dermovate) tedavisi ile devam edilir. Yine 10-14 gün günde iki kez kullanılır. Sonrasında, takibe göre orta derecede etkili olana geçilir. Genellikle 2-3 hafta içerisinde tedaviye yanıt alınmaktadır. 3 ay bu şekilde tedaviye devam edilir ve daha sonra tedavi kesilerek 3-6 ay aralıklarla kontroller gerçekleştirilir. Bir kerede 3 aydan daha uzun süreli kullanımı önerilmemektedir.
Testesteron içeren kremler: Vulvada yeni ve sağlıklı bir cildin oluşumunu uyarması için kullanılır. Etkisini en az 6 hafta sonra göstermektedir. Uzun süre kullanım ile kıllanmada artış ve klitoriste büyüme gibi yan etkileri mevcuttur. Bu nedenle aralıksız olarak 1 yıldan daha uzun süreli kullanılmamalıdır.
Cerrahi yöntemler: Hastalık şiddetli şekilde ilerlerse ciltte yapışıklıklara sebep olabilir. Bu durumda yapışıklıklar minimal cerrahi işlemlerle açılabilir. Ayrıca çok ileri düzeydeki vakalarda, etkilenen cilt cerrahi olarak çıkararak yenileme de sağlanabilir. Ancak bu işlem sonucunda da hastalığın tekrarlama riski yüksektir.
Hipertrofik Distrofi Tedavisi İçin Yeni Yöntemler
Günümüzde hipertrofik distrofi tedavisi için fraksiyonel lazer ve PRP (Plateletten Zengin Plazma) tedavileri de uygulanmaya başlamıştır. Sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür. Amaç; şikâyetleri minimuma indirgemek ve kortizonlu krem kullanımını azaltmaktır.
Fraksiyonel lazer: Lazerin doku üzerine olan ısı etkisi ile ciltte bir takım değişiklikler meydana gelir. Bunlar; bağ dokusunun aktive olması, damarlanmada artış ve kollajen sentezinin artmasıdır. Bu sayede de ciltte canlanma sağlanarak, şikâyetler azaltılır. Çok kısa süreli bir işlem olan lazerin herhangi bir yan etkisi de yoktur. Gerektiğinde uygulama tekrarlanabilir.
PRP (Plateletten Zengin Plazma) uygulaması: PRP, kişinin kendi kanından hazırlanan özel bir sıvıdır. Kanın pıhtılaşma hücrelerinden yoğun olan plazma kısmını içerir. Plazma içinde yer alan plateletler doku gelişiminde oldukça etkili büyüme faktörlerini içermektedir. Lezyonların olduğu bölgeye PRP enjeksiyonu, bu bölgede rejenerasyon (yenileme) sağlamaktadır. Büyüme faktörleri, doku içerisinde kollajen üretimini artırarak cildi daha sağlıklı ve daha güçlü hale getirmektedir.
Hiperplastik Vulvar Distrofi. Görsel tedavi öncesi beyaz, gri renkteki lezyonları göstermektedir. Ayrıca vulva soluk renktedir. Lazer ve PRP tedavileri sonrasında şikayetler oldukça azalmış, görünüm normale dönmüştür.
HIFU (Fokuslu Ultrason) tedavisi: Yüksek enerjili ultrason dalgalarının cildin dermis tabakasına ulaştırılması sonucunda hücre çoğalması, dolaşımın iyileşmesi ve kolajen sentezinin artışı gibi etkiler elde edilmektedir. Bu sayede kaşıntı şikayeti geçebilmektedir; ancak mutlaka doz ayarlaması gereklidir, çünkü cilt yanıklarına sebep olabilir.
Alternatif Tedavi Yöntemleri
Hiperplastik vulvar distrofide aktif enflamasyon ve çok rahatsız edici şikâyetler yoksa kortikosteroid içerikli kremlerin kullanılmasından kaçınılmalıdır.
Çünkü bu kremler uzun süreli kullanımda ciltte incelmeye sebep olabilmektedir. Bunun yerine şikâyetleri mümkün olduğunca azaltmaya yönelik tedaviler uygulanır. Kaşıntı için dönem dönem yatıştırıcı kremler kullanılabilir. Bu amaçla uygulanan tedavi yöntemleri aşağıda tek tek ele alınmıştır.
- Nemlendiriciler: Cildi yatıştırır ve nemlendirirler. Etkileri kısa sürelidir, ancak güvenilirdirler. Bundan dolayı gerektiğinde sık ve uzun süreli kullanılabilirler. İçerisinde antiseptik, antibiyotik veya parfüm olanlar tercih edilmemelidir.
- Lokal anestezik (uyuşturucu) kremler: Gece yatmadan uygulandığında uyuşma sağladığı için kaşıntıyı azaltır. Ancak uzun süre kullanımda ciltte hassasiyet yaratabilirler.
- Kaşıntı önleyici kremler: Geçici olarak şikayetleri giderebilmektedirler.
- Antihistaminik kremler: Alerjinin sebep olduğu cilt reaksiyonlarında daha çok etkilidir.
- Antihistaminik tabletler: Vücutta kaşıntıyı giderici etkileri vardır. Yan etki olarak uyku hali de yaparlar. Gece yatmadan kullanılabilirler.
- Homeopati, akupunktur ve bitkisel ilaçlar: Hastalığı veya şikayetleri düzelttiğine dair herhangi bir bilimsel kanıtları yoktur.
- Diyet: Kötü beslenmeyle barsak florasındaki bozulma ve barsak geçirgenliğinin artışına paralel olarak, alerjik hastalıklar ve enflamasyona bağlı genel problemlerde artışlar izlenmektedir. Vücut enflamasyonundaki artış tüm organları, dolayısı ile genital bölgeyi de etkilemektedir. Özellikle vücut için oldukça alerjen olan glüten ve kazein içermeyen gıdaların diyete alınması, şikayetlerde önemli ölçüde bir rahatlama yapabilmektedir.
Hiperplastik Vulvar Distrofi Tedavisi Sonrası Dikkat Etmeniz Gerekenler
- Cildi tahriş edici (irritan) maddelerden kaçınınız. Ancak genellikle hastalığın nedeni tam olarak bilinmediğinden, esas olarak kaçınılması gereken spesifik bir ajan da yoktur.
- Hijyen kurallarına uyunuz. Kötü hijyen cilt sağlığı için ne kadar zararlı ise, fazla hijyen de aynı oranda cilde zarar vericidir. Genital bölge temizliği için bu bölgeye uygun yıkama jelleri kullanılabilse de en uygun olan sadece su ile yapılan temizliktir.
- Pamuklu çamaşır giymeye dikkat ediniz.
- İlişki sırasında sürtünmenin tahriş edici etkisinin azaltılması için kayganlaştırıcı, nemlendirici veya koruyucu kremler kullanınız. Benzer şekilde, meni de cildi bazen hassaslaştırabilir. Bu durumda prezervatif kullanımı faydalı olacaktır.
- İdrar kaçırma probleminiz varsa bunun da tedavisini olunuz. Nitekim idrar da vulvayı tahriş edebilmektedir.
Hiperplastik vulvar distrofi yaşam şeklindeki değişikliklerle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Nedeni tam olarak bilinmediğinden kişinin, bu konuda bilinçli olması ve kendini tanıması önemlidir. Vulvayı tahriş edici etkenlerden mümkün olduğunca kaçınması, takiplerini aksatmaması ve şikayeti olduğu dönemde doktoruna gecikmeden başvurması dikkate alınması gereken konulardır.