Başlıca bulaşma şekli vajinal, anal, oral seks de dâhil olmak üzere cinsel ilişkidir. Özellikle son yıllarda cinsel yönelimlerin değişmesi ile her iki cins için de tehdit oluşturan hastalıklardır.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH)
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), tüm dünyada ve ülkemizde sıklığı giderek artan enfeksiyon hastalıklarıdır.
Başlıca bulaşma şekli vajinal, anal, oral seks de dâhil olmak üzere cinsel ilişkidir. Özellikle son yıllarda cinsel yönelimlerin değişmesi ile her iki cins için de tehdit oluşturan hastalıklardır.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar cinsel ilişki dışında bulaşır mı?
Bu gruptaki bazı hastalıklar nadiren de olsa cinsellik dışı yolla da bulaşabilirler. Bu farklı bulaş yolları:
- Kan verme veya alma işlemi,
- Madde bağımlılarında iğne kullanımı,
- Öpüşme ile ağız yoluyla,
- Ortak eşya (bardak, çatal kaşık, havlu vb.) kullanımıyla,
- Doğum ve emzirme ile olabilir.
Lezbiyenlerde de sevişme ve seks oyuncaklarının ortak kullanımı sonucunda cinsel hastalıklar bulaşabilmektedir.
Cinsel yolla bulaşan kaç çeşit hastalık vardır?
Cinsel yolla bulaşan yaklaşık 25 farklı mikroorganizma ve bu mikroorganizmalara bağlı hastalıklar vardır. Bakteriyel, viral ya da paraziter olan bu hastalıkların çoğu tamamen tedavi edilebilmektedir.
En sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklar nelerdir?
En sık görülen cinsel yolla bulaşıcı 4 hastalık:
- Hepatit B,
- Herpes simplex virüs (HSV),
- HIV (AIDS),
- Human papilloma virüsü (HPV)’dır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her gün bir milyondan fazla yeni cinsel yolla bulaşan hastalık tanısı konmaktadır. HSV ile 500 milyondan fazla insanın genital enfeksiyon taşıdığı tahmin edilmektedir. 300 milyondan fazla kadın ise HPV enfeksiyonuna sahiptir. Diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar ise oldukça yaygın görülmektedir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri nelerdir?
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en sık belirtileri:
- Vajinal kaşıntı,
- Anormal renkli kokulu akıntı,
- Cinsel ilişki esnasında ağrı veya ilişki sonrası kanama,
- Genital bölgede veya vücudun farklı bölgelerinde deride oluşan döküntü veya lezyonlardır.
Pek çok cinsel yolla bulaşan hastalık ise hiç belirti vermez.
Tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmediği taktirde cinsel yolla bulaşan hastalıklar kısırlığa ve rahim ağzı kanserine yol açabilirler. Bu tip riskler “güvenli seks” konusunu daha önemli hale getirir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bazılarının hiç belirti vermemesi bulaşma riskini arttırır. Bu durumda hasta tedavi alamamaktadır.
En Sık Görülen 10 Cinsel Yolla Bulaşıcı Hastalık
Human papilloma virüsü (HPV)
İnsan papilloma virüsü, insan papilloma virüs veya human papilloma virus (HPV veya İPV) papillomavirus ailesinden, deri ve mukozal yüzeylerdeki epiteli tutarak enfekte eden bir DNA virüsüdür. HPV enfeksiyonu, dünyada cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır. Rahim ağzı kanserinin %99,7 ile bulunan tek etkenidir. HPV enfeksiyonu olanlar sigara da içiyorlarsa rahim ağzı kanseri olma olasılıkları daha da artmaktadır.
200'den fazla HPV tipi saptanmıştır. HPV enfeksiyonu çoğunlukla klinik belirti göstermez ve rutin tarama programları ile tespit edilebilir. Klinik semptom gösteren HPV tipleri ise genellikle deride siğil ya da rahim ağzında yara benzeri oluşum yapar. Belirti göstermeyen çoğu HPV virüsü iki yıl içinde bağışıklık sistemi tarafından tamamen temizlenir.
HPV enfeksiyonunun günümüzde kesin tedavisi yoktur. HPV aşısı, hastalığa yakalanmadan yapıldığında insanları hayat boyu bu enfeksiyondan koruyabilmektedir. İçerdiği HPV tiplerine bağlı oluşan hastalıkları önlemede hem tip 6, 11, 16 ve 18 suşlarını içeren quadrivalan hem de tip 16 ve 18 suşlarını içeren bivalan aşının koruyuculuğu %90’ın üzerindedir.
HPV ile ilişkili kanserleri önlemek için koruyucu (profilaktik) HPV aşısı ve HPV pozitif hastalarda PAP smear testi ile kanser taraması büyük önem arz etmektedir.
Kliniğimizde HPV enfeksiyonlarına bağlı genital siğil tedavileri için CO2 lazerler kullanılmaktadır.
Herpes simplex virüs (HSV)
Halk arasında ‘uçuk’ olarak bilinen hastalığın sebebidir. Genital herpes, cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. İki tür herpes simpleks virüsü vardır: HSV-1 daha yaygın olarak ağız çevresini tutarken, HSV-2 daha yaygın olarak genital bölgede enfeksiyonlara neden olur.
HSV ile enfekte bir bireyin vücut sıvıları veya lezyonları ile doğrudan temas yoluyla bulaşırlar. Belirtisi olmayan hastadan da bulaşmaya devam edilebilir. Ayrıca aktif genital herpesi olan anne vajinal doğum sırasında bebeğe de bulaştırabilir; bu nedenle vajinal doğum önerilmez.
HSV ile ilk enfeksiyondan sonra virüsler, duyu sinirleri boyunca ömür boyu taşınırlar. Bağışıklık fonksiyonunda azalma, stres ve güneş ışığına maruz kalma, ilaç kullanımı ya da sistemik bir hastalık durumunda nüks edebilirler.
Oral ve genital herpes genellikle klinik bulgulara göre teşhis edilir. Teşhis, viral kültürle veya kabarcıklardaki sıvıda herpes DNA 'sının saptanmasıyla doğrulanabilir.
Hsv’nin tedavisi semptomatiktir. Antivirüs ilaçlar (Asiklovir veya valasiklovir ) ve ağrı kesiciler ile şikayetler azaltılır. Ancak kesin tedavisi ve aşısı yoktur. Ömür boyu vücutta kalarak nüksler oluşturabilir.
Hepatit B virüsü (HBV)
Karaciğer iltihabi (hepatit) ve ilerleyen dönemde siroz, kanser gibi ağır hastalıklara sebep olan hepatit B virüsü cinsel yolla veya doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabilir. Tanısı kan tetkiki ile konur ve kronik bir tedavi süreci vardır.
Bu ağır hastalık tablolarına yol açan hepatit B ve daha nadiren de olsa hepatit C virüsünden korunmak için hem aşılanmak hem de riskli durumlarda kondom gibi bariyer yöntemler kullanmak gerekmektedir.
HIV (AIDS)
HIV tüm dünyada yaygın olan cinsel yolla bulaşan hastalıkların başında gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; dünyada 37 milyon kişi HIV virüsü taşımaktadır. Türkiye hastalığın nadir görüldüğü ülkeler arasında olsa da farkındalığın ve test imkanlarının artmasıyla birlikte, tanı koyulan kişi sayısında artış olmaktadır.
Dünyada HIV hastalığının % 85’i korunmasız cinsel ilişki ile bulaşmaktadır. Kanın, spermin veya vajinal sıvının penis, vajina, anüs mukozasına ya da ağızda ve derideki zedelenmiş doku, kesik ve çatlaklara temasıyla bulaşmaktadır.
Bulaşma için HIV pozitif kişi ile yapılan tek korunmasız cinsel temas yeterlidir. Korunmasız cinsel ilişki sayısı arttıkça bulaşma riski de artar. En önemli korunma yöntemi ise prezervatiftir. Aşısı ve kesin tedavisi henüz yoktur.
Bel soğukluğu (Gonore)
Gonore, cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında en çok görülendir. Gonore etkeni; “Neisseria gonorrhoeae”, (gonokok) cinsel yolla bulaşma ihtimali en yüksek olan bakteridir.
Gonore bakterisi vücutta genellikle idrar kanalı (üretra) ve rahim ağzı (serviks) bölgesine yerleşir. Çoğunlukla belirti vermez. Genital olmayan bölgelerden rektum, orofarenks (ağız ve yutak bölgesi) ve gözün beyaz kısmı olan konjunktivaya yerleşebilir.
HIV ve bazı cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşma riskini arttırır. Kadınlarda genellikle akıntı, karın ağrısı ve ateş şikayetleri oluşturur. Penisilin grubu antibiyotikler ile tedavi edilir. Eş tedavisi yapılmalıdır. Belirti vermediği ve tedavi edilmediği zaman kalıcı etkiler bırakabilir. Tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi tedavide en önemli basamak korunmaktır.
Klamidya
Klamidya, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında en yaygın görülen bakteriyel enfeksiyonlardan biridir. Hem kadın hem erkeklerde hastalık oluşturan bu bakteri her yaş grubuna bulaşabilir. En sık bulaşma yolu ise cinsel temastır.
Klamidya erken dönemde belirti vermeyebilir. Ancak tedavi edilmezse özellikle kadınlarda gebelik kaybı, dış gebelik, erken doğum ya da infertilite (kısırlık) gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Klamidya belirtileri:
- Vajinal akıntı,
- İdrar yaparken yanma ve ağrı,
- Cinsel ilişki sırasında ağrı,
- Adet dönemi dışında kanamalar,
- Karnın alt bölgesinde ağrı,
- Rektum bölgesinde ağrı ya da akıntıdır.
Klamidya tanısı; idrar testiyle ve erkeklerde idrar kanalından (üretra),kadınlarda ise rahim ağzından (serviks) alınan örneklerin incelenmesiyle konulabilir.
Klamidya enfeksiyonu tedavisi vardır. Oral antibiyotik ile tedavi edilir. Eş tedavisi de verilmelidir. Ancak hastalığa karşı bağışıklık oluşmaz ve tekrar hasta kişiyle cinsel temas olursa yeniden hastalık oluşabilir. En iyi korunma yolu güvenli cinsel ilişki ve kondom kullanımıdır. Tedavi edildiği takdirde vücutta kalıcı hasar bırakabilir.
Sifiliz (Frengi)
Sifiliz olarak da adlandırılan “Frengi” hastalığı; “Treponema pallidum” adı verilen bir bakterinin yol açtığı sistemik bir enfeksiyon hastalığıdır. Ancak en önemli bulaş yolu cinsel temastır. Ayrıca kan nakli ya da gebelikte anneden bebeğe bulaşma riski yüksek olduğundan toplum sağlığı açısından risk oluşturan bir durumdur.
Frengi, tüm vücudu etkileyerek hem kısa hem uzun vadede pek çok farklı sağlık sorununa sebep olabilmektedir. Frenginin 3 evresi bulunmaktadır. Hastalığın evresine göre görülebilecek frengi belirtileri şu şekildedir: Ateş, kırgınlık, cilt döküntüleri,’şankr’ adı verilen spesifik yaralar, saç dökülmesi, boğazda kızarıklık ve ağrı, kilo kaybı, unutkanlık, işitme ve görme problemleri, kemik deformasyonlarıdır.
Frengi tanısı, şankr oluşumu görülen kişilerde yaradan alınan sürüntü örneklerinde bakteri varlığı araştırılarak ya da diğer evrelerde çeşitli kan testleri yapılarak konulur.
Primer, sekonder ve latent sifiliz evrelerinde hastalığın tedavisi oral penisilin grubu antibiyotikler ile yapılır. Tersiyer sifiliz evresinde ise damardan penisilin tedavisi tercih edilir. Bu evrede kalıcı doku hasarı görüldüğünden, bu hasarın önüne geçilmesi ve hastanın yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik destek tedavisi verilir.
Tedavi süresince cinsel ilişki yasağı konmalıdır. Hastanın eşi de tedaviye dâhil edilmelidir.
Uyuz
Uyuz, temas ile ciltten bulaşan bir paraziter hastalıktır. Cinsel temas ile de bulaşır. Her yaş ve cins insanda var olan çok bulaşıcı, şiddetli kaşıntılı bir hastalıktır. “Sarcoptes scabies hominis” paraziti uyuza neden olur.
15-20 dakikalık bir sürede yakın temasla bulaşabilir. En sık görülen belirtisi uykudan uyandıracak kadar şiddetli kaşıntıdır. Ayrıca ciltte kabarıklıklar, kızarıklıklar ve tünel oluşumu tipiktir.
Uyuz tedavisi olan bir hastalıktır. Topikal uygulanan losyon ve temizlik yöntemleri ile tamamen iyileşir.
Ureoplasma ve mikoplasma enfeksiyonları (Non gonokokal üretrit)
Mikoplasma ve Ureaplasma enfeksiyonları cinsel yolla bulaşan ve hem kadın hem de erkeklerde genital ve idrar yolu enfeksiyonlarına neden olan mikroorganizmalardır. Çoğunlukla belirti vermezler. Özellikle immün (bağışıklık) sistemi zayıf olan kadınlarda hastalık bulguları ortaya çıkar.
Tedavi edilmediği taktirde “Pelvik İnflamatuar Hastalık (PIH)”, ektopik gebelik (dış gebelik),kısırlık gibi kalıcı sorunlara yol açabilir.
Mikoplazma (Mycoplasma) ve Ureaplasma tanısı jinekolojik muayene esnasında vajinal akıntı, kasık ağrısı, infertilite ya da tekrarlayan gebelik kayıpları, kronik pelvik ağrısı olan kadınlarda şikayetlerden şüphe edilerek kültür alınması ile konur.
Eşlere antibiyotik tedavisi verilir. Tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi en önemlisi güvenli cinsel hayat ve bariyer yöntemler ile korunmaktır.
Molluscum Contagiosum
Poxvirüs ailesinden “Molluskum Kontagiozum” (Molluscum Contagiosum) virusünün etken olduğu, sık karşılaşılan viral bir enfeksiyondur. Cinsel yolla bulaşabildiği gibi ortak alan ve eşya kullanımı ile de bulaşabilir. Özellikle gençler ve çocuklarda görülür. Siğil benzeri görünümü vardır; ancak ortası göbekli beyaz noktalı pembe kabarcıklar şeklinde siğilden ayrılır. Peynirimsi bir tıkaç içeren merkezi çukurluğa sahip olmaları en çarpıcı özellikleridir.
Molluscum contagiosum bazen kendiliğinden de iyileşebilir. Lezyonlar genellikle 6-18 ay içinde kendiliğinden kaybolurlar. Ancak tedavisiz bırakılan lezyonların artarak yayılma riski vardır. Tedavi yolları ise kişiye bağlı değişir. Potasyum hidroksit (%5-10) lezyon üzeri uygulama, bir iğne ile delinip sıkma işlemi, küretle ile kazıma, kriyoterapi, lazer gibi yöntemler mevcuttur.
Kliniğimizde molluscum contagiosum tedavilerinde CO2 lazerler kullanılmaktadır.
Molluskum enfeksiyonu olan kişi, virüsü başkalarına özellikle de aile bireylerine bulaştırmamak için sadece kendi havlu, iç çamaşırı ve kıyafetlerini kullanmalıdır. Lezyonlar kaybolana dek yüzme havuzu, hamam, sauna gibi ortak kullanım alanlarından uzak durmalıdır. Cinsel ilişki kısıtlaması da verilmelidir.
Cinsel yolla bulaşan hastalığım olduğunu nasıl anlarım?
Maalesef cinsel yolla bulaşan hastalıklardan çoğu belirti vermez ya da çok geç dönemde kendini belli eder. Ancak akıntıda artma, cinsel ilişkide ağrı ve kanama, kasık ağrısı, ateş, halsizlik ve döküntü gibi şikayetlerin varlığında hemen doktora başvurmak gerekir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan nasıl korunabilirim?
Cinsel yolla bulaşan hastalık sayısı her geçen gün artmaktadır. Bir kadının ömrü boyunca bu hastalıklardan birisine yakalanma ihtimali ise %80 ler civarındadır.
Özellikle çok eşlilik ve cinsel yönelim tarzının değişmesi ile vaka sayısı artmaktadır. Tüm hastalıklardan korunmanın en temel yolu; tek eşli bir partnerle tek eşli bir cinsel hayatı yaşamak ve yine de her ilişkide prezervatif kullanımına özen göstermektir.
Kliniğimizde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar İçin Muayeneler
Şikayetleri olan ya da rutin muayene esnasında şüphelendiğimiz her hastadan detaylı jinekolojik muayene eşliğinde smear ve hpv taraması ile cinsel yolla bulaşan hastalık paneli içeren bir kültür alınması işlemi uygulamaktayız.
Bu tetkikler çıkana dek mevcut muayene bulgularına yönelik tedavi verip kesin tanı gelince de partner ile birlikte hastamıza tedavisini düzenlemekteyiz. Tabi ki; en önemli kriter olan koruyucu hekimlik ve danışmanlık hizmetini de her hastamıza vermekteyiz.
Cinsel yolla bulaşıcı hastalıkların teşhisi için STD-10 adı verilen bir PCR testini de yapmaktayız. Rahim ağzından alınan sürüntü ile genetik çalışma yapılmakta, önemli bakteri, virüs ve parazitlerin DNA ve RNA ‘sı taranmaktadır.
Böylelikle kesin olarak bir hastalığın bulaşıp bulaşmadığı doku örneğinden belirlenmektedir. STD-10 testi smear testine benzer şekilde rahim ağzından sürüntü olarak alınır ve tamamen ağrısız bir işlemdir. 10 ayrı patojen bu yöntem sayesinde rahatlıkla taranabilir.
Diğer taraftan, sürüntü testine ilave olarak Hepatit B, Hepatit C, AIDS ve Frengi hastalığı taraması amacıyla serolojik kan testi de yapılabilmektedir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar için aşı yapılıyor mu?
Günümüzde aşısı olan 2 tane cinsel yolla bulaşan hastalık mevcuttur. Hepatit B aşısı sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanan ve aile hekimlerinde ücretsiz yapılan bir aşıdır. HPV aşısı ise henüz sigortalar tarafından karşılanmayan özel bir aşıdır. Dileyen hastalara 3 doz olmak üzere HPV aşısı yapılabilmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak ve erken aşamada tedavi alabilmek için jinekolog kontrollerinizi düzenli yaptırmanız ve güvenli bir cinsel hayat tercih etmeniz altın tavsiyemizdir.