Cinsel ilişkiye girememe; kadın veya erkek partnerdeki fiziksel veya psikolojik problemlere bağlı olarak cinsel birleşmenin gerçekleşememesi, tam bir cinsel ilişkinin sağlanamaması durumudur.
Cinsel ilişkiye girememe Nedir?
Cinsel ilişkiye girememe; kadın veya erkeklerdeki fiziksel veya psikolojik problemlere bağlı olarak cinsel birleşmenin gerçekleşememesi, tam bir cinsel ilişkinin sağlanamaması durumudur.
"Neden cinsel ilişkiye giremiyorum" sorusunu ilk gece cinsel ilişki esnasında sorun yaşayan birçok kadın kendisine sormakta ancak cevabın ne olduğunu çoğu zaman bulamamaktadır.
Çiftler, altta yatan problemin ne olduğunu anlamaya çalışarak ve zaman içinde sorunu kendi kendilerine çözebileceklerini düşünerek aylar hatta bazen yıllar geçirebilmektedir ancak çoğu zaman bu sorunu saklamak, sadece hastalığın tanı ve tedavisini ertelemektedir.
Cinsel ilişkiye girememe nedenleri, psikolojik nedenler (%90) ve fiziksel nedenler (%10) olarak ikiye ayrılır. Cinsel ilişkiye girememede psikolojik nedenlerin başında ise "vajinismus" sorunu gelmektedir.
Vajinismus, "kadınlarda ilk gece korkusu" veya ‘tamamlanmamış evlilik’ olarak da bilinir. Bir erteleme ve kaçınma hastalığıdır. Çiftler genellikle, vajinismus hastalığını kendi başlarına gelene kadar hiç duymadıklarını ifade ederler. Hatta bunun bir hastalık olduğunu bile fark etmeden yıllarca evliliklerini sürdürebilirler. Vajinismus, tecrübeli ellerde tedavi başarısı tama yakın olan ve en sık görülen cinsel ilişkiye girememe problemidir.
Cinsel ilişkiye girememe nedenleri
1. Psikolojik nedenli cinsel ilişkiye girememe
En önemli psikolojik olarak cinsel ilişkiye girememe nedeni vajinismus problemidir. Vajinismus, Türkiye’de her 10 kadından 1’inde görülen yaygın bir cinsel işlev bozukluğudur. Kliniklere cinsel problemler ile ilgili olan başvurularda karşımıza çıkan en sık başvuru sebebi vajinismustur.
Vajinismus; vajina girişindeki kasların ısrarlı, istemsiz ve ritmik kasılması ile meydana gelir. Bu kasılmaların altında çoğu zaman bilinçaltına yerleşen olumsuz düşünceler, abartılı korkular ve geçirilmiş kötü tecrübeler yatar. İlişki denemesi esnasında vajinadaki bu güçlü kasılma nedeniyle penisin vajinaya girişi gerçekleşemez ve çiftler, ilk ilişki denemelerinden itibaren ‘sanki duvara çaptım’, ‘orda bir kemik var vajinal açıklık yok’, ‘etten duvar örülmüş’ gibi ifadeler yaşadıklarını anlatmaya çalışırlar.
Vajinismus, ilk cinsel ilişkiden itibaren olan ‘yaşam boyu vajinismus’ ve sonradan kötü deneyimler sonucu gelişen ‘kazanılmış vajinismus’ olmak üzere iki şekilde görülebilir.
Vajinismusun en sık belirtileri şunlardır:
- Cinsel birleşme esnasında ağrı, yanma, vajinal kasılma sebebi ile birleşmenin imkansız olması
- Vajina içerisine tampon, fitil yerleştirememek
- Jinekolojik muayene olamamak, smear aldıramamak, vajinal ultrason yaptıramamak
- Kendisinin ve eşinin parmağı dahil vajina içerisine yabancı cisim sokamamak
- Cinsel ilişki denemesinde bacakların kapanması ve eşin uzaklaştırılması
- Vajina penis birlikteliğinin kısmen olup, ağrı ile sonuçlanması ve buna bağlı giderek artan vajinal kasılmalar
Vajinismusta cinsel ilişkiye girme anına kadar olan ön sevişme ve haz kısmı çoğu çiftte normalken, cinsel ilişki anında vajina girişinde istem dışı bir kasılma meydana gelir. Bu durumda cinsel ilişki hiç olamaz ya da kısmen olur. Vajinismusun derecesine bağlı olarak vajina girişindeki kaslar dışında kalçada, bacaklarda, karında ve hatta tüm vücutta yaygın kasılmalar meydana gelebilir. Kasılmalar arttıkça kadının korkusu da giderek artar, anksiyetesini kontrol edemez hale gelir ve bir noktadan sonra ya kendini geri çeker ya da eşini eliyle ve hatta ayaklarıyla iter. Bu noktadan sonra daha önceki denemelerde de yaşamaya alıştığı kısır döngüyü tekrar yaşamaya başlar: ağlama krizleri, kimi zaman titreme atakları ve derin bir umutsuzluk...
Bu durum zamanla işin içinden çıkılmaz bir hal alır çünkü vajinismus beklemekle veya daha çok denemekle kendiliğinden düzelmez, aksine giderek daha da kötüleşir, seviyesi yükselir. En büyük problemlerden birisi de zaman geçtikçe iyileşmeye dair olan inancın azalması, umutların tükenmesidir. Bir noktadan sonra çift genellikle cinsellik dışında da problemler yaşamaya başlar. Vajinismus tedavi edilmediği takdirde, zamanla boşanmalara kadar gidebilen evlilik problemlerine neden olabilmektedir.
Vajinismus çok sıkıntılı ve özgüven yıkıcı bir sorun olsa da günümüzde başarılı bir şekilde tedavisi mümkündür. Tarafımızca uygulanan, son bilimsel veriler ışığında en başarılı tedavi şekli olan ‘Bilişsel ve Davranışçı Terapi’ modeli ile 3-5 gün arasında kalıcı ve tam bir çözüm mümkündür. Günümüzde yaygınlığı sıkça artmakta olan hipnoz, akupunktur, EMDR, mindfulness, vajinal botulinum toksini uygulamaları gibi destekleyici tedaviler de hasta bazlı ve temel tedavi yöntemimize yardımcı yöntemler olarak kullanılmaktadır.
2. Fiziksel nedenli cinsel ilişkiye girememe
Fiziksel nedenlerden en çok karşımıza çıkanlar; kızlık zarı (hymen) problemleri ve vajinayla ilgili problemlerdir.
Kızlık zarı problemleri; kızlık zarının kalın, yüksek kenarlı, perdeli veya bölmeli olması fiziksel nedenli cinsel ilişkiye girememeye neden olabilir. Basit bir jinekolojik muayene ile saptanan kızlık zarı problemleri, küçük bir cerrahi müdahale ile çözümlenir ve cinsel ilişkiye girememe sorunu ortadan kalkar.
Vajinayla ilgili problemlerden vajinada bölme (septa) olması da cinsel ilişkiye girememeye neden olur. Vajinasında bölme olan kişilerde çoğu zaman aynı anda kızlık zarında da aynı problem görülür ve tek seansta basit bir cerrahi yöntem ile problem ortadan kaldırılarak vajina anatomik olarak ilişkiye girebilir hale getirilmiş olur.
Doğuştan gelen veya sonradan kazanılan bazı anatomik sorunlar da nadiren cinsel ilişkiye girememe şikâyeti ile doktora başvurma sebebi olabilir. Vajina kanalının yokluğu, kısalığı veya darlığı, vajina girişinde yer kaplayan kitleler (bartholin kisti, miyom, tümörler) sorun oluşturabilir. Bu durumlarda nedene yönelik cerrahi operasyonlar uygulanarak sorun ortadan kaldırılır.
Fiziksel nedenli cinsel ilişkiye girememe daha nadir görülen bir durum olsa da ilk muayene bir jinekolog hekim tarafından yapıldığında kolaylıkla tanı konulabilmesi ve nedene yönelik yapılacak girişimle tedavinin kısa sürede tamamlanabilmesi gibi avantajlara da sahiptir.
3. Cinsel ilişkide ağrı (Disparoni)
Cinsel ilişkide ağrı, disparoni olarak adlandırılan klinik bir durumdur. Bir kadın hayatının herhangi bir evresinde cinsel ilişki esnasında ağrı yaşayabilir. Cinsellikle ilgili konuların konuşulmasının ayıp olarak görüldüğü bir toplumda yaşadığımız için cinsel ilişki esnasında ağrı yaşayan pek çok kadın; bu şikayetini kimseye anlatamamakta, jinekolog hekimlere bile anlatmaktan çekinmektedir. Hatta hasta, hekime ilişkide ağrı yaşadığını anlattığında dahi çoğu zaman tam anlamıyla değerlendirilip sonucuna ulaşamamaktadır. Disparoni, günümüzde de çoğu kadının kabusu olmakta ve hatta çiftin cinsel hayatını olumsuz yönde etkileyerek ciddi evlilik sorunlarına yol açabilmektedir.
Cinsel ilişkide ağrı, oluşum bölgesine göre yüzeyel ve derin olarak ayrılır. Yüzeyel disparoni; daha çok enfeksiyonlar ve vulvar bölge hastalıkları ile ilişkidir ve penisin vajinaya girişi esnasında ağrı olmaktadır. Derin disparonide ise ağrı, penis vajinanın derinlerine doğru ilerlediğinde meydana gelir ve genellikle kasıklara vuran bir ağrıdır. Derin disparoni sebepleri arasında pelvik bölgenin enfeksiyonları, rahim ve yumurtalıktaki kitleler ve endometriozis bulunmaktadır. Derin disparonide tanı konulduktan sonra medikal ya da cerrahi tedavi ile tama yakın iyileşme gözlenebilmektedir.
Cinsel ilişkide ağrının en sık sebebi yüzeyel sebeplerdir; bunlar arasında başı çekenler ise vajinal enfeksiyonlar ve lokalize vulvodini (bölgesel vulva ağrısı) içinde yer alan ‘Vulvar Vestibulit Sendrom’ dur.
Vulvar Vestibulit Sendrom; kronik inflamasyon zemininde gelişen bir hastalıktır. Sık tekrar eden vajinal enfeksiyonlar, HPV enfeksiyonu, deodorant kokulu tuvalet kağıdı günlük ped gibi irritanlara uzun süreli maruziyet ve otoimmunite nedenleri ile ortaya çıkabilmektedir. Cinsel ilişki esnasında vajina girişinde gerçekten acı, yanma ve batma hissi oluşmaktadır. Yaşanan bu acı, hastanın vajinal kaslarında kasılma reaksiyonuna sebep olmaktadır. Burada kasılmanın sebebi psikolojik değil, fizyolojiktir. Hastalar bu acıyı tipik olarak ‘açık yaraya tuz dökmüş gibi’ ya da ‘etleri jiletle kesilmiş gibi’ şeklinde ifade ederler. Vulvar Vestibulit Sendromu’nun tedavi seçenekleri arasında medikal tedavi alternatifleri olmakla beraber kesin tedavisi cerrahidir.
Vulva (dış genital alan) ya da vajina girişinde kronik kaşıntıya veya ciltte incelmeye sebep olan ‘Liken Skleroz’ gibi bazı cilt hastalıkları da ağrılı cinsel ilişkiye neden olabilmektedir. Liken skleroz, tedavi ile durdurulabilen otoimmün bir deri hastalığıdır. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar ve kortizonlu kremler dışında alternatif yöntemler olan lazer Liken Skleroz tedavisinde umut vadetmektedir.
4. Cinsellik ile ilgili bilgi eksiklikleri ya da yanlış bilgiler
Toplumumuzda her kesim insanda, eğitim seviyesinden bağımsız olarak, cinsellikle ilgili bilgi eksiklikleri veya kulaktan dolma duyumlarla edinilmiş yanlış bilgiler bulunmaktadır. Kadınların yanı sıra erkeklerin de kızlık zarı, vajina ve kadın anatomisi hakkındaki bilgileri yanlış ve eksik olabilmektedir ki bu durum da cinsel ilişkiye girememe sebepleri arasındadır. Öncelikle bu yanlış bilgilerin düzeltilmesi gerekmektedir. Cinsellik hakkında yeterli bilgisi olmayan çiftlerin evlilik öncesi danışmanlık alması gerekmektedir.
5. İleri düzeyde cinsel isteksizlik
Cinsel isteksizlik; çiftlerin evlilik hayatları süresince zaman zaman karşılaşabildikleri bir durumdur. İsteksizlik, kadında veya erkekte olabilir, kimi zaman çift birbirini etkileyerek iki tarafta da isteksizlik görülebilir. Halk arasında ‘cinsel soğukluk’ veya ‘frijidite’ olarak da bilinmektedir.
Kadınlarda cinsel isteksizlik; evlilik sorunları, eşle ilgili problemler, cinsellikle ilgili çocukluktan gelen olumsuz düşünceler (cinsellik ayıptır/günahtır),psikolojik hastalıklar ve kullanılan ilaçların etkisi ile görülebileceği gibi; gebelik, kürtaj ve doğum gibi jinekolojik müdahalelerin sonrasındaki dönemde ve menopoz, lohusalık süreci gibi hormonal değişim dönemlerinde de sıklıkla görülebilmektedir.
Erkekte cinsel isteksizlik ise sıklıkla sertleşme problemleri ile ilişkili olarak ‘performans anksiyetesi’ ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Yine erken boşalma problemi olan bir erkekte de her cinsel ilişkide aynı problemi yaşayacağı düşüncesi cinsel isteksizlik sebebi olabilmektedir. Vajinismus hastası olan kadınların eşlerinde de bir süre sonra cinsel isteksizlik meydana gelebildiği sıklıkla izlenmektedir.
Cinsel isteksizliğin tedavisi cinsel terapidir ve nedene yönelik davranışsal terapilerle oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır.
6. Erkek eşe bağlı sorunlar
Erkek eşlerdeki erken boşalma, cinsel isteksizlik ve ereksiyon sorunları da çiftlerde cinsel ilişkiye girememe problemine yol açabilir. Bu tür cinsel sorunlarda da organik nedenler ve psikolojik faktörler rol oynamaktadır. Detaylı yapılan ürolojik muayene sonrası organik neden var ise medikal tedavi verilir. Cinsel terapiler erkeklerdeki cinsel sorunların çözümünde de son derece başarılıdır.