Bu akıllı telefonlarının azizliği nedir böyle? Akıllı telefonlar acaba bizleri akılsızlaştırıyor olabilir mi? Düşünmenize fırsat tanımıyor, her şey elinizin altında ve sizin tek yapmanız gereken tuşlara dokunmak! İnternet, sosyal medya, bankalar, pusula, fener, hesap makinesi, haritalar, adım sayıcı ve sayamayacağımız sayıda aplikasyonlar… Ne ararsan var! İki ucu keskin bıçak misali; ister en iyi şekilde yararlan, hayatın kolaylaşsın, ister tüm zamanını boşa heba et.
Olayın başka bir boyutu daha var. Hayatında hiç gülmeyen insanları gördüm, sürekli mutsuz, kararsız, önünde her zaman iki yol olan. O iki yol ki; hiç bir zaman bire düşmez. Sürekli düşünceli, endişeli, gergindirler. Oturup 5 dakika sohbet etmeye kalksan ruhun daralır, için bayılır. Ama sosyal medyasındaki tüm fotolarında dudak köşeleri kulaklarına kadar uzanıyor.
Dersin ki; “her halde daha mutlusu yoktur bu yerkürede” ya da “ben onu herhalde hiç tanımamışım”. Kendinden şüphe edersin. Hâlbuki yalnızca paylaşım yapacağı zamanlarda gülümsüyor; ama ne gülümsemeler onlar! Profesyonel gülücüklerdir, bu kadar mı iyi olur, onu tanımayanların anlaması mümkün değil!
Diğer taraftan, sanki evde birbirini hiç görmüyorlarmış gibi, birbirine yüksek dozda övgüler düzen çiftler de var. Romantik şiir yazma çalışmaları bile olur bazen:
Romans yapacağım derken kendisini iyice ezmiş de ezmiş. Diğeri de mutfakta bir yandan soğan doğrarken bir yandan da ona cevap yazıyor: “hayatımın iyikisi, canosu, aşkitoşu” diye. Dostlara güven, düşmana gözdağı veren cümleler bunlar.
(Bu arada hayatımın iyikisi, iyikim, canosu, aşkısı, aşkitoşum nedir ya? Katletmeyin Türkçe’mizi) Yazısının sonunda da gülücükler, çiçekler, kalp ile ilgili bulabildiği tüm emojiler yan yana sıralanmış. Gerçek hayatta bitmeyen didişmeler, evde havada uçma özelliği olan terlikler, bağışırmalar, sosyal medyaya gelince ise bolca gülücük, sıralı emojiler, şiirler, romantik düzmeceler...
Eve gelip de eşinden fırça yiyenini dahi gördüm; “Osmannnn! Sen beni niye benim son paylaşımımı beğenmedin, altına yorum yazmadın? Başkalarını beğenmeyi biliyorsun ama…” diye. Daha sonrasında tehditler bile gelebilir; “sen böyle devam et, görürsün”… Ne garip değil mi?
Ne dersiniz, herkes kendinde olmayanı veya olmasını istediğini mi paylaşıyor sosyal medyasında? Nedir bu yapmacıklık?
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından genital estetik cerrahisi ve seksoloji alanlarında verilen kurs, eğitim ve toplantıların bir kısmını aşağıdaki bölümlerden inceyebilirsiniz.
Copyright 2024 Doç. Dr. Süleyman Eserdağ. Hera Vajinismus Tedavi Derneği Katkılarıyla. Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı